İtalyan içindeki lavoro ne anlama geliyor?
İtalyan'deki lavoro kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte lavoro'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki lavoro kelimesi çalışmak, görevli olmak, çalışmak, çabalamak, çalışmak, ekip biçmek, kıvırmak, işlemek, görev yapmak, görevli olmak, şekil vermek, şekillendirmek, çok çalışmak, yoğurmak, meslek, istihdam, iş, iş, yapılan iş, iş, işçilik, iş, gayret, çaba, efor, görev, iş, vazife, iş, iş, istihdam, eser, iş, görev, vazife, iş, ödev, meslek, iş, iş kolu, iş, görev, vazife, istihdam, istihdam, iş, iş, görev, vazife, iş sahibi olma, meslek, iş, okul çalışması, olarak çalışmak, çalıştırmak, yoğun çalışmak, çok çalışmak, sıkı çalışmak, personel sağlamak, eleman sağlamak, çok çalışan, televizyoncu/televizyon spikeri, evde çalışan kişi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
lavoro kelimesinin anlamı
çalışmak, görevli olmakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Lavora in banca. Bankada çalışıyor. |
çalışmak, çabalamakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ha lavorato fino a notte fonda. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalıştı. |
çalışmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dovremo lavorare fino a tardi per finire questo progetto. |
ekip biçmek(toprağı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il contadino lavorava la terra. |
kıvırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha lavorato il filo metallico fino a farlo diventare un cappio. |
işlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il falegname realizza i vari pezzi in un tavolo. |
görev yapmak, görevli olmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Io lavoravo alla cassa mentre Steve spillava la birra. |
şekil vermek, şekillendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (bir alet ile) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Lo voglio lavorare per dargli la forma adatta. |
çok çalışmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Nel Medioevo i contadini passavano tutta la vita a faticare. |
yoğurmak(hamur) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
meslek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Che lavoro fai? Io sono dentista. |
istihdam, iş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La banca fornisce lavoro a molte persone. Banka pek çok kişiye iş imkânı sağlamaktadır. |
işsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un raccoglitore di mele fa un lavoro estenuante dall'alba al tramonto. Elma toplayan tarım işçileri, gündoğumundan günbatımına kadar çok yorucu bir iş yapmaktadırlar. |
yapılan işsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Gli studenti di arte hanno portato i loro lavori alle panchine. |
iş, işçiliksostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il lavoro è stato fatto indubbiamente bene. İşin çok iyi yapılmış olduğu belliydi. |
işsostantivo maschile (fizik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In fisica il lavoro ha a che fare con il trasferimento di energia. |
gayret, çaba, eforsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il lavoro che ha fatto sulla macchina è valso bene il risultato. |
görev, iş, vazife
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non mi piace questo lavoro. Posso fare qualcos'altro? Bu işi sevmedim. Başka bir iş yapabilir miyim? |
işsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sta facendo dei lavori nel negozio. |
iş, istihdam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Devo trovare un nuovo lavoro. |
eser
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
işsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Questo progetto rappresenta il lavoro di diversi giorni. |
görev, vazife, iş, ödev
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Bugün bitirmem gereken on tane görev var. |
meslek, iş, iş kolu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quali professioni offrono le migliori garanzie lavorative al giorno d'oggi? |
iş(progetto) (proje, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Come traduttore porto a termine due o tre incarichi per settimana. |
görev, vazife
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il suo compito era rifornire gli scaffali del negozio. |
istihdam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'occupazione è ai minimi storici. |
istihdam, iş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'uomo d'affari dà impiego a sei persone. |
iş, görev, vazife(breve lavoro) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il suo capo gli ha dato tre compiti da completare entro la fine della settimana. Ödevi tamamlayıp profesörüne teslim etmesi gerekiyor. |
iş sahibi olma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I neolaureati spesso hanno le idee molto vaghe su cosa fare una volta trovato un impiego. |
meslek, işsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Christine trova il suo lavoro di scrittrice molto soddisfacente. |
okul çalışmasısostantivo maschile (svolto per lo più in classe) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'insegnante era orgogliosa dell'eccellente lavoro dei suoi studenti. |
olarak çalışmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Attualmente lavoro come cameriera, ma vorrei fare l'attrice. |
çalıştırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il capo li ha fatti lavorare fino a notte fonda. |
yoğun çalışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando si prepara un esame, bisogna impegnarsi molto. |
çok çalışmak, sıkı çalışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I lavoratori hanno faticato nei campi per tutto il giorno. |
personel sağlamak, eleman sağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Io e i miei amici abbiamo presidiato il baraccone alla fiera. Arkadaşlarım ve ben fuardaki standa eleman sağladık. |
çok çalışan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Miguel ha lavorato sodo per il suo progetto di Storia. |
televizyoncu/televizyon spikeri
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
evde çalışan kişiverbo intransitivo (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A causa della sua salute cagionevole, Sharon lavora da casa. |
İtalyan öğrenelim
Artık lavoro'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
lavoro ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.