İtalyan içindeki stima ne anlama geliyor?
İtalyan'deki stima kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte stima'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki stima kelimesi hesap, ölçüm, teklif, değer biçme, paha biçme, değerini belirleme, kabul görme, tahmin, saygı, fikir, düşünce, kanı, saygı gösterme, hürmet etme, tahmin, kestirme, saygınlık, yaklaşık/kabataslak değer/fiyat, vb., liyakat, saygı, hürmet, hayranlık, saygınlık, itibar, prestij, tahmin, tahmin etme, tahminde bulunma, güvenilirlik, tahmin, tahmin, kıymet, değer, saygı gösterme, tahmin, saygı, hürmet, kıymet, değer, itibar, saygı, değer biçmek, tahmin etmek, kestirmek, değerlendirmek, tahmin etmek, saymak, hürmet etmek, değer biçmek, kıymet biçmek, değer biçmek, kıymet biçmek, saygı duymak, hürmet etmek, itibar etmek, değer vermek, önem vermek, değer vermek, önemli/değerli görmek, değer biçmek, fiyatını belirlemek, tahmin etmek, kestirmek, tahminde bulunmak, çok sevmek, değer vermek, saygı göstermek, saygı duymak, değerlendirmek, değerlendirme yapmak, değer biçmek, paha biçmek, değerini belirlemek, kıymetini tayin etmek, tahmin etmek, kestirmek, değer biçmek, (birisini) değerlendirmek, tahmin etmek, önceden tahmin etmek, kestirmek, iyice düşünmek, ölçüp biçmek, saygı duymak, hürmet etmek, tahmin etmek, tahminde bulunmak, değer biçmek, kıymet takdir etmek, tahmin etmek, tahmin etmek, aşağı değer verme, saygın, maliyetleme, maliyetlendirme, saygı duymak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
stima kelimesinin anlamı
hesap, ölçüm
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La stima fatta da Dan in merito ai costi del progetto si è rivelata del tutto errata. |
teklif
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il costruttore fece una stima sui lavori di ristrutturazione, di modo che potessimo grossomodo sapere quanto ci sarebbero costati. |
değer biçme, paha biçme, değerini belirlemesostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il banditore fece una stima del valore degli antichi gioielli. |
kabul görme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tahmin
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ha guadagnato la mia stima, è un brav'uomo. |
saygısostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La stima dei propri colleghi è essenziale. |
fikir, düşünce, kanısostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il medico ha fatto una valutazione approfondita della malattia di Amy prima di prescriverle dei medicinali. |
saygı gösterme, hürmet etme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È tenuto in grande considerazione da tutti i suoi studenti. |
tahmin, kestirme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
saygınlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il pompiere ha guadagnato molta stima per il suo coraggio. |
yaklaşık/kabataslak değer/fiyat, vb.
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
liyakat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
saygı, hürmet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Lavorava duro per guadagnarsi il rispetto dei suoi colleghi. |
hayranlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ho da sempre una grande ammirazione per qualunque cosa abbia a che fare con la Svezia. |
saygınlık, itibar, prestij
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Crede che un'automobile costosa contribuisca al suo prestigio. |
tahmin
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tahmin etme, tahminde bulunma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
güvenilirlik(fiducia) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Secondo me il piano non ha alcun credito. |
tahmin
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Secondo i miei calcoli, il taxi dovrebbe raggiungere la stazione proprio quando arriverà il treno. |
tahmin
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Secondo i miei calcoli, dobbiamo ancora dei soldi alla banca. |
kıymet, değersostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Secondo la valutazione, il patrimonio della pop star ammonta a venti milioni di dollari. |
saygı gösterme(başkalarına) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mostra un po' di considerazione per tuo fratello e invitalo alla festa. |
tahmin
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La sua ipotesi era sbagliata perché c'erano più di cento persone nella stanza. Tahmini yanlıştı çünkü odada yüzden fazla insan vardı. |
saygı, hürmetsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Lei è tenuta in grande considerazione. |
kıymet, değersostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il perito ha fatto una valutazione su quest'oggetto di quattromila euro. |
itibar
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La sua onestà le ha fatto guadagnare una buona reputazione ai miei occhi. |
saygısostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ho un'ottima considerazione di Luke. |
değer biçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il perito stimò il valore della casa intorno a 450.000 sterline. |
tahmin etmek, kestirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Stimo che la distanza da qui alla chiesa sia di circa un miglio. |
değerlendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Marco ha calcolato una probabilità di vincita del 30%. |
tahmin etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Glenn ha previsto che la sua squadra avrebbe perso. |
saymak, hürmet etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
değer biçmek, kıymet biçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'agente immobiliare valutò la proprietà 250.000 sterline. |
değer biçmek, kıymet biçmek(dare un valore) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
saygı duymak, hürmet etmek, itibar etmek(stimare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Come aspirante scrittore, io rispetto gli autori pubblicati. |
değer vermek, önem vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La nostra azienda valorizza i suoi uomini. Şirketimiz, çalışanlarına değer verir. |
değer vermek, önemli/değerli görmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Maggie apprezzava la sua amicizia con Lydia. |
değer biçmek, fiyatını belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (immobili) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La casa degli Anderson è stata valutata molto meno del suo reale valore di mercato. |
tahmin etmek, kestirmek, tahminde bulunmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) È difficile prevedere quanto tempo servirà per la mossa. |
çok sevmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Adam ama Charlotte, quindi le ha chiesto di sposarlo. |
değer vermekverbo transitivo o transitivo pronominale (birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'insegnante mostra di apprezzare i suoi alunni. |
saygı göstermek, saygı duymakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Molte culture portano rispetto per gli artisti. |
değerlendirmek, değerlendirme yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il consulente ha valutato la situazione. Arabasına yirmi bin lira değer biçti. |
değer biçmek, paha biçmek, değerini belirlemek, kıymetini tayin etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gli amministratori valutarono i beni dell'azienda. |
tahmin etmek, kestirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Linda stimò che l'età dello sconosciuto fosse intorno ai cinquanta anni. |
değer biçmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il valore della proprietà è stato stimato a un milione di euro. |
(birisini) değerlendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il consiglio valutava i candidati per il lavoro. |
tahmin etmek(stimare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ron cercò di misurare la distanza fra gli alberi. |
önceden tahmin etmek, kestirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'investitore ha svenduto le sue azioni perché un economista ha previsto un crollo del mercato. |
iyice düşünmek, ölçüp biçmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non hai ponderato quanto li avrebbero offesi le tue parole. |
saygı duymak, hürmet etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il suo capo la tiene in grande considerazione. |
tahmin etmek, tahminde bulunmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'economista ha creato dei modelli statistici che possono prevedere i prezzi futuri del mercato con gran precisione. |
değer biçmek, kıymet takdir etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il perito sta per valutare la casa. Eksper, satmak istediğimiz eve değer biçecek. |
tahmin etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Indicherei il costo in circa cinquecento dollari. |
tahmin etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cercò di calcolare la distanza prima di saltare. |
aşağı değer verme(gerçek değerin altındaki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
saygınaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Lo stimato uomo d'affari era anche un filantropo. |
maliyetleme, maliyetlendirme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non so quale sia il totale della stima dei costi per questo progetto. |
saygı duymakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) So che è uno dei più famosi registi di tutti i tempi, ma non ho stima per lui. |
İtalyan öğrenelim
Artık stima'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
stima ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.