İtalyan içindeki moda ne anlama geliyor?
İtalyan'deki moda kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte moda'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki moda kelimesi moda, moda dünyası, moda, popüler amaç/gaye/hedef, moda, akım, modacılık, (istatistik) tipik değer, moda, moda olan/çok tutulan şey, tarz, stil, modası geçmiş, eski, demode, modayı izleyen, madaya uyan, modaya meraklı, şık, zarif, revaçta, moda, modaya uygun, moda, şık, şık, modası geçmiş, demode, modası geçmiş, demode, şık, modaya uygun, modası geçmiş, demode, geçici moda, marka giysi, çok popüler olan şey, geçici moda/akım, replik/slogan, modaya uygun oluş, üst moda, özel tasarım, modası geçmek, demode olmak, modası geçmek, herkesin yaptığını yapmak/çoğunluğa katılmak, popülerliğini yitirmiş, eski püskü, moda, gece kulübü, revaçta, popüler, satış, geri getirmek, modaya uygun, şık, şık, son moda, moda, moda olan, faaliyet merkezi, modayı takip eden kimse anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
moda kelimesinin anlamı
moda
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le scarpe a punta sono la moda di quest'anno. Kıyafette bu tarzı (or: stili) hiç beğenmiyorum. |
moda dünyasısostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ho sempre desiderato lavorare nella moda. Hep moda dünyasında çalışmak istemişimdir. |
moda
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La moda dei tatuaggi sembra destinata a continuare. |
popüler amaç/gaye/hedef(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I social media sono l'ultima moda nel mondo delle aziende. |
moda, akımsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sua sorella era sempre all'ultima moda. Kız kardeşi sürekli en yeni modaları (or: akımları) takip eder. |
modacılık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(istatistik) tipik değersostantivo femminile (statistica) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il ricercatore ha calcolato la media e la moda dei dati. |
moda
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Queste scarpe sono di moda in questo periodo. O ayakkabılar şimdi çok moda. |
moda olan/çok tutulan şeysostantivo femminile (colloquiale) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le minigonne erano la moda negli anni '60. |
tarz, stil
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
modası geçmiş, eski, demode
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Quel modo di dire è datato, nessuno lo usa più. |
modayı izleyen, madaya uyan, modaya meraklı(informale) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Steve è davvero modaiolo, indossa sempre le ultime tendenze. |
şık, zarif(giysi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mi piace il tuo abito elegante. Stai bene. |
revaçtaaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
moda(alla moda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In questa stagione le minigonne sono in. Bu sezon mini etekler modadır. |
modaya uygun, moda, şık
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Gli abiti del giovane avvocato erano sempre eleganti e aderenti. |
şık(colloquiale) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
modası geçmiş, demode
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
modası geçmiş, demodeaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Alice ha deciso di buttare via tutti suoi vestiti passati di moda e comprarne di nuovi. |
şık
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
modaya uygunavverbio (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I trench sono di moda quest'anno. |
modası geçmiş, demode
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geçici modasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tim sta studiando per diventare stilista quindi sa tutto delle ultime mode passeggere. |
marka giysisostantivo femminile (gayri resmi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Chi è che può permettersi l'alta moda al giorno d'oggi? |
çok popüler olan şey, geçici moda/akım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il nuovo ballo, la moda del momento, sta spopolando a scuola. |
replik/slogansostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Grazie alla sua popolarità su internet, il "selfie" è diventato una parola di moda. |
modaya uygun oluşsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
üst modasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quello stilista è uno dei nomi più importanti dell'alta moda. |
özel tasarımsostantivo femminile (moda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Alcuni atelier, come Chanel, Givenchy, Laroche, dominano il mondo dell'alta moda. |
modası geçmek, demode olmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gli abiti a tre pezzi passarono di moda agli inizi degli anni '90. |
modası geçmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le camicie hawaiane passarono di moda dopo gli anni '60. |
herkesin yaptığını yapmak/çoğunluğa katılmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se è una causa in cui credi, tutto bene, ma non accodarti solo per seguire la moda. |
popülerliğini yitirmişavverbio (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Negli ultimi anni, i libri di quell'autore sono diventati fuori moda. |
eski püskü(figurato: vecchio) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
modaavverbio Quelle scarpe non sono affatto di moda quest'anno. |
gece kulübüsostantivo maschile (bar, discoteca, ecc.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il nostro appuntamento fu in uno dei nuovi locali alla moda della città. |
revaçta, popüler(müzik, kültür, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Durante l'adolescenza, Toby si disinteressò alla musica pop dominante e cominciò a seguire l'indie. |
satışlocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le modelle hanno sfoggiato le ultime tendenze dell'alta moda. |
geri getirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
modaya uygunlocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il guardaroba di Rachel era sempre alla moda. |
şıklocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Si sono incontrati per la prima volta nella biblioteca di un albergo alla moda. |
şıklocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A Shauna piaceva andare a fare shopping in un negozio di vestiti alla moda lungo la strada. |
son modalocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
moda, moda olanlocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
faaliyet merkezi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Questa strada una volta era un posto animato per la musica nuova. |
modayı takip eden kimse(informale) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Negli anni '20 un giovane alla moda indossava pantaloni di lino e papillon. |
İtalyan öğrenelim
Artık moda'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
moda ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.