İtalyan içindeki dirigenti ne anlama geliyor?
İtalyan'deki dirigenti kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte dirigenti'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki dirigenti kelimesi yönetici, idareci, yönetici, yöneticilikle/idarecilikle ilgili, yöneticilik/idarecilik, yönetici, idareci, müdür, yönetici, yönetmek, idare etmek, yönetmek, idare etmek, yönetmek, yönetmek, idare etmek, yönetmek, yönetmenliğini yapmak, yöneticilik, idarecilik, düzenlemek, yöneltmek, sevk etmek, başkanlık etmek, başkanlık yapmak, yönetmek, idare etmek, yöneticilik yapmak, idarecilik yapmak, yönetmek, idare etmek, hedeflemek, hedef almak, koşturmak, idare etmek, yönetmek, başkanlık etmek, yön vermek, idare etmek, yönetmek, koordine etmek, idare etmek, idare etmek, yönetmek, idare etmek, yürütmek, liderlik, önüne atmak, yöneltmek, yönetmek, idare etmek, yönetmek, önderlik etmek, yönlendirmek, menajerliğini yapmak, yönlendirmek, demiryolu kontrolörü, düzen anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
dirigenti kelimesinin anlamı
yönetici, idareci(azienda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Eric ha un buon lavoro; è un dirigente di una grande azienda. |
yöneticisostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ryan adesso è un dirigente nell'industria musicale nonostante le sue origini disagiate. |
yöneticilikle/idarecilikle ilgili, yöneticilik/idarecilikaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yönetici
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È un dirigente di cinque grandi compagnie. |
idareci, müdür, yönetici
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il manager aveva cinquanta persone sotto di lui. Yöneticinin altında elli kişi çalışıyordu. |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (müzik, orkestra) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha diretto l'orchestra. Orkestrayı idare etti (or: yönetti). |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (toplantı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha diretto la riunione visto che nessun altro voleva farlo. |
yönetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (orkestra, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il maestro ha diretto quest'orchestra per due anni. |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'AD dirigeva l'azienda. |
yönetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (tiyatro, müzik) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha diretto l'orchestra. Orkestrayı yönetti. |
yönetmenliğini yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (attore) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha diretto Peter O'Toole in "Lawrence d'Arabia". |
yöneticilik, idarecilik(di [qlcs]) (birşeyi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La direzione del progetto da parte del direttore è stata eccellente. Müdürün proje yöneticiliği gerçekten mükemmeldi. |
düzenlemek(figurato) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I ribelli hanno orchestrato un colpo di stato. |
yöneltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Concentrava le sue energie nel portare a termine il progetto. Tüm enerjisini projeyi bitirmeye yöneltti. |
sevk etmek(percorso) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La polizia ha instradato le auto lungo una strada alternativa per evitare il luogo dell'incidente. |
başkanlık etmek, başkanlık yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il sovrintendente ha presieduto il meeting. |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'ex membro del congresso ha diretto l'indagine. Soruşturmayı eski milletvekili yönetti. |
yöneticilik yapmak, idarecilik yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mia figlia fa da aiutante nel negozio, e io dirigo. |
yönetmek, idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il manager dirige gli impiegati alle sue dipendenze. |
hedeflemek, hedef almakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il missile è stato diretto verso il bersaglio. |
koşturmak(bestiame) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bisogna dirigere il bestiame verso il nuovo pascolo. |
idare etmek, yönetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Lei è abbastanza capace di amministrare da sola tutta l'azienda. |
başkanlık etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quell'uomo dirige il servizio antincendio per tutto il paese. |
yön vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Guido io se mi indichi la strada. |
idare etmek, yönetmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Amministrava le operazioni di rete. |
koordine etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La guida turistica organizza il suo gruppo prima di partire. |
idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Come direttrice del dipartimento, Jessie dirige una squadra di dodici persone. |
idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gestisco una squadra di 5 assistenti editoriali. |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il capo ispettore conduce le indagini. |
yürütmekverbo transitivo o transitivo pronominale (iş) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dirigeva la sua attività in modo efficiente. |
liderlikverbo transitivo o transitivo pronominale (l'atto del guidare) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dirigere non è una delle cose che gli viene meglio. È un pensatore. |
önüne atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (top, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non tirargli la palla addosso, lo devi far avanzare tirandogliela avanti. |
yöneltmekverbo transitivo o transitivo pronominale (una luce, un getto d'acqua) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha puntato il riflettore sull'entrata. |
yönetmek, idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) È Helen che gestisce davvero l'ufficio. |
yönetmek(cinema) (oyun, film) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Chi fu il regista di "Via col vento"? |
önderlik etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) John Lennon era il leader dei Beatles. |
yönlendirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Patrick diresse subito la conversazione sul suo argomento preferito. |
menajerliğini yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yönlendirmek(voto) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si prevede che il governo orienti fortemente il voto. |
demiryolu kontrolörüsostantivo maschile (treni) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le ferrovie stanno assumendo altri dirigenti centrali perché si aspettano un aumento del traffico ferroviario. |
düzen(siyasi, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I ribelli volevano rovesciare l'ordine costituito. |
İtalyan öğrenelim
Artık dirigenti'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
dirigenti ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.