Portekizce içindeki vida ne anlama geliyor?
Portekizce'deki vida kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vida'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Portekizce içindeki vida kelimesi hayat, yaşam, ömür, canlı hayat, hayat, hayat, canlılık, can, deneyim, tecrübe, canlılık, can, ömür, hayat, yaşam, hayat, yaşam, varolma, varoluş, hayat, varolan herşey, yaşam, hayat, kullanım süresi, yaşam tarzı, hayat tarzı, zengin, evlilik, nikah, izdivaç, tembel kimse, yarı ömür, yarılanma ömrü/süresi, canlandırmak, sevinçten çılgına dönmüş, ömür boyu süren, yaşam süresi, ömür boyu süren, hayat boyu devam eden, hastalıktan kalkmış, hastalıktan kurtulmuş, ayağa kalkmış, hastalıktan kalkmış, hastalıktan kurtulmuş, ayağa kalkmış, hayatımda hiç, hiçbir zaman, çok nadir, çok ender, ömür boyu, hayatım boyunca, yaşamım boyunca, hayatta bir kez, hayatta bir kere, hayatta bir defa, başı dertte, yaşasın, yemin ederim ki, Allah canımı alsın ki, hayat böyle, hayata bak/amma da güzel hayat, yaşam tarzı, yaşam biçimi, doğal hayat, yaban hayatı, ömür, gece hayatı, eğlence hayatı, gece kulübüne gitme, çocukluk, geçim, hayat iksiri, yaşam iksiri, abıhayat, bengisu, sonsuz hayat/yaşam, ebedi hayat/yaşam, ahiret, büyük servet/lüks/konfor, ölüm kalım meselesi, hayattan bir kesit, yaşamdan bir kesit, yaşam kesiti, hayat kesiti, çalışan kız, yaşam standardı, yaşam biçimi, günlük hayat, günlük yaşam, yaşam döngüsü, ortalama ömür, yaşam sigortası, hayat sigortası, gerçek hayat, raf ömrü, yaşam sigortası, hayat sigortası, yaşam kalitesi, sosyal hayat, sosyal yaşam, raf ömrü, maddecilik, yaşam şartları, hayat şartları, yaşam becerileri, kıt kanaat geçinmek, idare etmek, hayatını kazanmak, geçimini sağlamak, hayata döndürmek, yaşama döndürmek, uğraşmak, meşgul olmak, canlı gibi görünmek, ile yaşamak, yaşam tarzıyla ilgili, yaşam biçimiyle ilgili, kullanım süresi, gece kulübüne giden, vahşi yaşam, inandırıcı olmak, hayat vermek, kendi işine bakmak, canlanmak, peydahlamak, acil, hayat çizgisi, hayat vermek, hadi canım sen de, ömür, arzu edilen yaşam tarzı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
vida kelimesinin anlamı
hayat, yaşam, ömürsubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ele levou uma vida interessante. İlginç bir hayat geçirdi. |
canlı hayatsubstantivo feminino (organizmalar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Os cientistas ficaram surpresos ao descobrir vida no fundo do mar. Denizin dibinde canlı hayata rastlamak bilim adamlarını şaşırttı. |
hayatsubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Há vida em Marte? Sence diğer gezegenlerde hayat var mı? |
hayat, canlılık(espírito animado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) As crianças são tão cheias de vida! Çocuklar hayat doludurlar. |
cansubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Vinte vidas foram perdidas no bombardeio. |
deneyim, tecrübesubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ela tem uma vida social ativa. |
canlılıksubstantivo feminino (animação) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Aquela atriz dá vida de verdade ao seu papel. |
cansubstantivo feminino (alguém precioso) (değerli kişi, mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Amo meu garoto. Ele é a minha vida. |
ömür, hayat, yaşamsubstantivo feminino (kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tina não havia visto nada como esta tempestade em toda sua vida. |
hayat, yaşamsubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
varolma, varoluşsubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Deveríamos estar todos trabalhando por uma vida melhor. |
hayat(öğrencilik, meslek, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ray foi um aluno nota 10 em toda sua carreira estudantil. |
varolan herşey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Em toda a existência, jamais vi uma paisagem tão bonita. |
yaşam, hayatsubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nossa existência pode ser ameaçada por este asteroide. |
kullanım süresi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Esta bateria deve ter uma vida útil de vinte horas. |
yaşam tarzı, hayat tarzı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O estilo de vida deles é materialista demais para meu gosto. |
zengin
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Eles devem ser ricos se conseguem comprar uma casa lá! Esses pacotes de férias são feitos para atraírem famílias ricas. |
evlilik, nikah, izdivaç(eskil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tembel kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yarı ömür, yarılanma ömrü/süresisubstantivo feminino (química, radioatividade) (radyoaktivite) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
canlandırmak(figurado) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sevinçten çılgına dönmüş(feliz, alegre) (resmi olmayan dil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ömür boyu süren(formal) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yaşam süresisubstantivo feminino (química) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O novo elemento só tem meia-vida de alguns microssegundos antes de se decompor. |
ömür boyu süren, hayat boyu devam edenlocução adjetiva (que dura uma vida) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
hastalıktan kalkmış, hastalıktan kurtulmuş, ayağa kalkmış(informal: recuperado) |
hastalıktan kalkmış, hastalıktan kurtulmuş, ayağa kalkmış(informal: recuperado) |
hayatımda hiç, hiçbir zamanlocução adverbial |
çok nadir, çok enderexpressão (raramente) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ömür boyulocução adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
hayatım boyunca, yaşamım boyuncalocução adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Eu nasci em Manchester e vivi aqui a vida toda. |
hayatta bir kez, hayatta bir kere, hayatta bir defalocução adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Uma chance como essa só aparece uma vez na vida. |
başı dertte(figurado: estar na desgraça) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yaşasınexpressão (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
yemin ederim ki, Allah canımı alsın kiexpressão (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
hayat böyleinterjeição (informal, expressão: aceitação) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
hayata bak/amma da güzel hayatinterjeição (expressão: desespero, exasperação) |
yaşam tarzı, yaşam biçimi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Karen gostava de viver numa cidade grande porque aquilo lhe dava o tipo de estilo de vida do qual ela gostava. |
doğal hayat, yaban hayatı(animais, plantas) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O zoólogo havia passado anos estudando a vida selvagem. |
ömür(kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A expectativa de vida média do homem está aumentando na maioria dos países. |
gece hayatı, eğlence hayatı(entretenimento) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gece kulübüne gitme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çocukluk(de rapaz) (erkek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
geçimsubstantivo masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hayat iksiri, yaşam iksiri, abıhayat, bengisu(suposta poção da imortalidade) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sonsuz hayat/yaşam, ebedi hayat/yaşam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ahiret
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
büyük servet/lüks/konfor(figurado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ölüm kalım meselesiexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hayattan bir kesit, yaşamdan bir kesit, yaşam kesiti, hayat kesiti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çalışan kızsubstantivo feminino (gíria, eufemismo: prostituta) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşam standardısubstantivo masculino (grau de conforto material) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşam biçimi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Para muitas pessoas, o uso de dispositivos móveis de computação tornou-se um estilo de vida. |
günlük hayat, günlük yaşam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Algumas pessoas só praticam suas religiões nos dias santos, enquanto para outros ela é parte da vida diária. |
yaşam döngüsüsubstantivo masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ortalama ömür(BRA) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A expectativa de vida para uma homem nos EUA é de cerca de 75 anos. |
yaşam sigortası, hayat sigortası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gerçek hayat(realidade) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
raf ömrü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşam sigortası, hayat sigortası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşam kalitesi(conforto e aproveitamento na vida de alguém) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sosyal hayat, sosyal yaşamsubstantivo feminino (momento de lazer vivido com outras pessoas) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
raf ömrü(yiyecek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
maddeciliksubstantivo feminino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yaşam şartları, hayat şartlarısubstantivo feminino plural (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) |
yaşam becerileri
(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) |
kıt kanaat geçinmek, idare etmekexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hayatını kazanmakexpressão verbal (figurado, informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geçimini sağlamakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sergei ganha a vida dirigindo um táxi. Stephen ganhou a vida negociando ações e títulos. |
hayata döndürmek, yaşama döndürmekexpressão verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
uğraşmak, meşgul olmakexpressão (ganha-pão) (belli bir işle) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
canlı gibi görünmekexpressão verbal (figurado) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ile yaşamakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yaşam tarzıyla ilgili, yaşam biçimiyle ilgililocução adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tom fez algumas más escolhas de vida. |
kullanım süresi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gece kulübüne gidenlocução adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
vahşi yaşamadjetivo (sobre animais, sobre plantas) (belgesel, vb.) Assisti a um documentário sobre a vida selvagem muito interessante na noite passada. |
inandırıcı olmakexpressão (arte, teatro: tornar-se realístico) (resim, tiyatro, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hayat vermekexpressão verbal (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kendi işine bakmakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
canlanmakexpressão verbal (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
peydahlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
acil(tedavi, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Durante anos, Keith trabalhou em uma equipe emergencial salva-vidas de pilotos de helicóptero. |
hayat çizgisi(quiromancia) (avuç) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A linha da vida é a linha mais importante da sua mão. |
hayat vermekexpressão (birisine/bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Uma fada trouxe de volta à vida o boneco Pinóquio. |
hadi canım sen de
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Por que você ainda está aqui? Suma! |
ömür
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O tempo de vida de uma mosca é muito curto. |
arzu edilen yaşam tarzı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ben se mudou para a Califórnia para tentar experimentar o estilo de vida de lá. |
Portekizce öğrenelim
Artık vida'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.
vida ile ilgili kelimeler
Portekizce sözcükleri güncellendi
Portekizce hakkında bilginiz var mı
Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.