İtalyan içindeki divisa ne anlama geliyor?
İtalyan'deki divisa kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte divisa'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki divisa kelimesi bölmek, bölme işlemi yapmak, bölmek, fikir ayrılığına yol açmak, fikir ayrılığı yaratmak, sınıflandırmak, -e bölmek, bölmek, çatlatmak, paylaştırmak, bölüştürmek, taksim etmek, ayırmak, bölümlere ayırmak, taksim etmek, ayırmak, bölmek, parçalara ayırmak, parçalara bölmek, bölüştürmek, izin vermek, pay etmek, paylaştırmak, ayırmak, bölmek, ayırmak, ayırmak, ayırmak, ayırmak, ayırmak, ayırmak, kırmak, gruplandırmak, kısımlara/bölümlere ayırmak, iş kıyafeti, üniforma, üniforma, bölünmüş, bölü, ayrı, münferit, ayrılmış, ayrık, bozulmuş, altüst olmuş, ayrılmış, ayrı yaşayan, bölünmüş, bölü, ayırmak, yarıya indirmek, ikiye bölmek, gruplara ayırmak, ikiye bölünmek/ayrılmak, masrafları paylaşmak, gruplara bölmek, yarıya bölmek/kesmek, maddeler halinde düzenlemek, ikiye ayırmak, ayırmak, ile paylaşmak, grup/parti halinde göndermek, ile paylaşmak, (müzikte bir parçayı/melodiyi) ayrıştırarak çalmak, dörde bölmek, ayırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
divisa kelimesinin anlamı
bölmek, bölme işlemi yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (operazione matematica) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Di solito utilizziamo divisioni complesse per dividere un numero decimale per uno intero. |
bölmekverbo transitivo o transitivo pronominale (operazione matematica) (sayı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dodici diviso sei fa due. |
fikir ayrılığına yol açmakverbo transitivo o transitivo pronominale (differenziare) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il progetto per costruire un supermercato nei sobborghi cittadini ha diviso l'opinione pubblica. |
fikir ayrılığı yaratmakverbo transitivo o transitivo pronominale (differenziare) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La sicurezza delle colture GM è un tema controverso che divide le persone. |
sınıflandırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'insegnante ha chiesto agli studenti di classificare gli animali in base alle loro abitudini alimentari. |
-e bölmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Setacciare la farina, quindi dividerla in tre parti uguali. |
bölmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
çatlatmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
paylaştırmak, bölüştürmek, taksim etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dividerò questa pizza in quattro fette. |
ayırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bölümlere ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I guardaparco divisero il sentiero in fondo alla collina. |
taksim etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il mago ha diviso le carte in tre mucchi. |
bölmek, parçalara ayırmak, parçalara bölmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Suddividete l'area e mandate una squadra in ciascuna parte. |
bölüştürmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dopo la guerra i vincitori suddivisero le nazioni sconfitte in nuove regioni amministrative. |
izin vermekverbo transitivo o transitivo pronominale (oynamasına, kullanmasına, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I bambini in classe dovevano condividere i libri di testo. |
pay etmek, paylaştırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I ladri decisero di dividere i soldi equamente fra loro. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Un agente della polizia ha diviso la folla. |
bölmek, ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La questione spaccava il paese in due. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il regista separò le tende, entrando sul palcoscenico. |
ayırmak(gruppo, società) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il governo sciolse il comitato corrotto. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La maestra separò i bambini dalle bambine. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'arbitro ha separato i due giocatori litigiosi. Hakem kavga eden iki oyuncuyu ayırdı. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi bir şeyden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Questo test separerà gli studenti bravi da quelli scarsi. |
kırmak(rompendo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gruplandırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'insegnante ha raggruppato gli studenti secondo le loro abilità. Öğretmen öğrencilerini yeteneklerine göre gruplandırdı. |
kısımlara/bölümlere ayırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
iş kıyafeti, üniformasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tutti i dipendenti in questo negozio indossano una divisa. |
üniformasostantivo femminile (okul, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Agli scout fu detto di accertarsi di indossare l'uniforme giusta. |
bölünmüşaggettivo (operazione matematica) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Questo grafico a torta diviso aiuta gli studenti a visualizzare le frazioni. |
bölü(matematik) Il quattro sta nel dodici tre volte. |
ayrı, münferitaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dormimmo tutti in scomparti separati sulla nave. |
ayrılmış, ayrıkaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ci sono due tipi di farina; tienili separati per cortesia. |
bozulmuş, altüst olmuşaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il paese è stato diviso per anni prima di firmare l'accordo di pace. |
ayrılmış, ayrı yaşayanaggettivo (coppia) (evli çift, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La settimana scorsa la coppia separata ha incontrato gli avocati. |
bölünmüşaggettivo (figurato) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il partito scisso non è riuscito a raggiungere un accordo. |
bölüpreposizione o locuzione preposizionale (matematik) (edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").) Dodici diviso quattro fa tre. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I biologi classificano gli insetti in diverse tipologie. |
yarıya indirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dovremmo dimezzare la cifra che spendiamo per mangiare. |
ikiye bölmek(geometria) (geometri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gruplara ayırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) È possibile dividere il regno animale in due gruppi principali: i vertebrati e gli invertebrati. |
ikiye bölünmek/ayrılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se dividiamo in due la torta a ognuno ne andrà la metà. |
masrafları paylaşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gruplara bölmekverbo transitivo o transitivo pronominale (kişi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I bambini furono divisi in gruppi per la gara. |
yarıya bölmek/kesmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dividere a metà l'impasto e lasciarlo lievitare in un luogo caldo. |
maddeler halinde düzenlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il direttore chiese a Sally di dividere il conto per punti. |
ikiye ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il percorso taglia in due un campo grande. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Abbiamo dovuto separare i ragazzi dalle ragazze in classe. Sınıfta kızlarla erkekleri ayırmak zorunda kaldık. |
ile paylaşmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Kathy condivide la casa con la sorella. |
grup/parti halinde göndermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ile paylaşmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gary condivideva il giocattolo con suo fratello. |
(müzikte bir parçayı/melodiyi) ayrıştırarak çalmak(musica) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dörde bölmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fred ha diviso il sandwich in quattro parti e ne ha dato un pezzo a ciascuno dei quattro bambini. |
ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi başka bir şeyden) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) È possibile separare la vita dall'arte? |
İtalyan öğrenelim
Artık divisa'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
divisa ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.