İtalyan içindeki battente ne anlama geliyor?
İtalyan'deki battente kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte battente'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki battente kelimesi kavurucu, kapı tokmağı, tokmak, şiddetli, vuran, çekiçle çakmak, kanat çırpmak, vurmak, çırpmak, dalgalanmak, yenmek, vuruş yapmak, birbirine vurmak, çalmak, (müziğe uyarak) ayağını yere vurmak, atmak, daktilo etmek, önce varmak, ritim tutmak, dövmek, çekmek, tuşlara basmak, açık artırma ile satmak, hezimete uğratmak, sopalamak, sopayla dövmek, çırpmak, fahişelik yapmak, fahişelik yapmak, aşmak, geçmek, geride bırakmak, yenmek, mağlup etmek, yenilgiye uğratmak, (müzik) ritm tutmak, vurmak, çarpmak, baskın çıkmak, geçmek, üstün gelmek, tıpır tıpır yağmak, sertçe vurmak/çarpmak, yenmek, madeni para basmak, yenmek, mağlup etmek, dövmek, elle koymak, yenmek, (kapı) tıklatmak, hafifçe vurmak, vurmak, yenmek, ritim tutmak, ilk vuruş, yazar kasaya işlemek, geride bırakmak, vurmak, çalarak zamanı belirtmek, tuşlamak, servis atmak, (kalp) çarpmak, küt küt atmak, geçmek, kırmak, sert atış atmak, yenmek, yenilgiye uğratmak, kayışla dövmek, kemerle dövmek, yenmek, kırpıştırmak, çabucak yazmak, şiddetli yağmur anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
battente kelimesinin anlamı
kavurucuaggettivo (sole) (güneş) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il sole battente ben presto affaticò la squadra di baseball. |
kapı tokmağı, tokmak
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il postino ha usato il battente per consegnare un pacco. |
şiddetli(condizione atmosferica) (yağmur, rüzgar) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
vuranaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Stava sull'entrata e cercava di ripararsi dalla pioggia battente. |
çekiçle çakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kanat çırpmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il pipistrello sbatteva le ali. |
vurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jim batteva coi pugni sulla porta. |
çırpmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Rose sbatteva il panno nel tentativo di rimuovere il fumo dalla cucina. |
dalgalanmak(bandiera) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yenmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dannii ha battuto gli avversari per vincere il premio. |
vuruş yapmak(beysbol, kriket) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mary è la prossima a battere. |
birbirine vurmakverbo intransitivo (dişler) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A Martha battevano i denti dal freddo. |
çalmak(orologi) (saat) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'orologio ha battuto le dieci. Saat onu çaldı. |
(müziğe uyarak) ayağını yere vurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (tempo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La musica iniziò e subito tutti iniziarono a battere i piedi. |
atmakverbo intransitivo (cuore) (kalp) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il dottore auscultava per vedere se il cuore dell'uomo batteva. |
daktilo etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puoi battermi questa relazione con un carattere semplice? |
önce varmak(vincere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Scommetto che ti batteremo! Guidiamo molto più rapidamente. |
ritim tutmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il batterista batte il ritmo sulla grancassa. |
dövmekverbo transitivo o transitivo pronominale (demir, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'artigiano ha battuto il pezzo di metallo fino a farlo diventare molto sottile. |
çekmekverbo transitivo o transitivo pronominale (bandiera) (bayrak) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il forte batteva bandiera inglese. |
tuşlara basmakverbo transitivo o transitivo pronominale (tasti, tastiera) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La segretaria batteva i tasti. |
açık artırma ile satmakverbo transitivo o transitivo pronominale (all'asta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hezimete uğratmak(sconfiggere) (rakibi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'altra squadra ci ha stracciato e ha vinto il campionato. |
sopalamak, sopayla dövmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La vittima è stata randellata con un oggetto pesante. |
çırpmak(gastronomia, con frusta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elizabeth montò della panna da aggiungere al dolce. |
fahişelik yapmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il protettore faceva prostituire Lisa sette notti alla settimana. |
fahişelik yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dopo aver perso il lavoro Brittany iniziò a prostituirsi all'incrocio. |
aşmak, geçmek, geride bırakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Questo ciclista molto giovane ha appena superato il suo record personale di velocità! |
yenmek, mağlup etmek, yenilgiye uğratmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La squadra campione è fiduciosa di poter battere gli sfidanti. |
(müzik) ritm tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Liam è arrivato alla festa mentre la musica pulsava e la gente ballava. |
vurmak, çarpmak(mani, piedi, ecc.) (bir yerini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Era così alto che doveva stare attento a non picchiare la testa quando passava da una porta. |
baskın çıkmak, geçmek, üstün gelmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La sua performance ha surclassato il cantante precedente. |
tıpır tıpır yağmakverbo intransitivo (pioggia) (yağmur) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La pioggia ha battuto senza sosta per tutta la notte. |
sertçe vurmak/çarpmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Svegliato dalla musica ad alto volume dei vicini Leon ha battuto sul muro per protestare. |
yenmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I Bulls hanno battuto i Knicks nella partita di basket di ieri! |
madeni para basmakverbo transitivo o transitivo pronominale (moneta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La Fed coniava nuove monete ogni anno. |
yenmek, mağlup etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La squadra di calcio di Kate ha sconfitto facilmente l'altra squadra. |
dövmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) James ha picchiato in faccia Tim. |
elle koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yenmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il pugile sconfisse l'avversario dopo appena due round. |
(kapı) tıklatmak, hafifçe vurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lucy bussò (or: picchiò) alla porta e aspettò una risposta. |
vurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha battuto il pugno sul tavolo per cercare di far passare i suoi argomenti. |
yenmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hanno sconfitto l'avversario 3 a 2. Rakiplerini 3-2 yendiler. |
ritim tutmakverbo transitivo o transitivo pronominale (musica) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il batterista cominciò a battere un ritmo e il gruppo iniziò a suonare. |
ilk vuruşsostantivo maschile (musica) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La batteria dovrebbe entrare sul tempo forte. |
yazar kasaya işlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sebbene fosse chiaramente segnato a $9,95, il cassiere batté per errore $19,95. |
geride bırakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sin dalla tenera età Joseph ha sempre superato i suoi compagni. |
vurmak, çalarak zamanı belirtmekverbo transitivo o transitivo pronominale (saat başlarını) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'orologio ha suonato le tre. |
tuşlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (con tastiera) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
servis atmakverbo intransitivo (sport) (tenis, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Chi serve per primo? Credo tocchi a me. Servis atma sırası kimde? Bende galiba. |
(kalp) çarpmak, küt küt atmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La vena sulla fronte di Jerry pulsava. |
geçmekverbo transitivo o transitivo pronominale (bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vediamo se riesco a superare il mio punteggio precedente. |
kırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (limite, record) (rekor, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La nostra squadra ha superato il record di numero di partite vinte. |
sert atış atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (baseball) (beysbol) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ha battuto la palla a centrocampo ed è arrivato in prima base. |
yenmek, yenilgiye uğratmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dopo una battaglia di sette anni, Cesare sconfisse i Galli. |
kayışla dövmek, kemerle dövmekverbo transitivo o transitivo pronominale (con cintura) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il padre violento di Fred lo picchiava con la cintura. |
yenmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La squadra di baseball dell'università ha sconfitto la squadra rivale al torneo. |
kırpıştırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (palpebre, ecc.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) John sbatté una palpebra per il rumore improvviso. |
çabucak yazmakverbo transitivo o transitivo pronominale (a macchina) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Harry ha scritto di getto una bozza approssimativa del testo della sua presentazione. |
şiddetli yağmursostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pioggia battente continuò incessante per tutta la notte. |
İtalyan öğrenelim
Artık battente'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
battente ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.