Rusça içindeki счастье ne anlama geliyor?

Rusça'deki счастье kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte счастье'ün Rusça'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Rusça içindeki счастье kelimesi mutluluk, saadet, şans anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

счастье kelimesinin anlamı

mutluluk

noun (ментальное или эмоциональное состояние благополучия, характеризующееся положительными эмоциями)

Если сейчас ты сделаешь всё, на что способен, в твоей жизни наступит счастье.
Eğer şimdi elinden gelenin en iyisini yaparsan mutluluk sana gelecektir.

saadet

noun

şans

noun

Но, на твое счастье, твои последние упущения обернулись удачей для меня.
Ama şansın var ki, senin beceriksizliğin işime yarayabilir.

Daha fazla örneğe bakın

«Выяснилось, что счастье и связанные с ним чувства, например оптимизм, радость и удовлетворение в жизни, снижают риск заболеть гипертонией, диабетом, а также сердечно-сосудистыми, легочными и простудными заболеваниями и позволяют легче их перенести»,— сообщается в журнале «Тайм».
Time dergisinde yayımlanan bir haberde şöyle yazıyor: “Mutluluğun ya da ümitli, olumlu ve hoşnut olmak gibi mutlulukla bağlantılı ruhsal durumların, kalp-damar hastalığı, akciğer hastalığı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, soğuk algınlığı ve üst solunum yolu enfeksiyonu riskini ya da bu rahatsızlıkların şiddetini azalttığı görülüyor.”
Я не верю, что счастье в неведении.
Bilmemenin mutluluk olduğuna inanmıyorum.
Не перечисляй и не разбирай снова прошлых дел, но вместо того обсуждай касающиеся этого принципы, как их применять и почему они настолько важны для постоянного счастья.
Bunu yaparken hep sadece geçmişte yaptığı şeyleri teker teker saymayın, fakat daha çok bu meselede söz konusu olan prensipleri, bunların nasıl uygulanabileceğini ve bunlara uymanın sürekli mutluluk için neden bu kadar önemli olduğunu belirtin.
К счастью, Ингер поправилась, и мы снова можем посещать христианские встречи в Зале Царства».
Şükürler olsun ki, Inger iyileşti ve yeniden İbadet Salonuna gidebiliyoruz.”
Когда мы помогаем другим, мы и сами в какой-то мере испытываем счастье и удовлетворение, и наше собственное бремя становится легче (Деяния 20:35).
Başkalarına kendimizden verdiğimizde, sadece onlara yardım etmiş olmayız, kendi yüklerimizi daha kolay taşınır kılan bir mutluluk ve doyum da tadarız.—Resullerin İşleri 20:35.
К счастью, их обучили Евангелию, они покаялись и через Искупление Иисуса Христа стали духовно гораздо сильнее соблазнов сатаны.
Merhametle onlara sevindirici haber öğretildi, tövbe ettiler ve İsa Mesih’in Kefareti sayesinde ruhsal olarak Şeytan’ın ayartmalarından daha güçlü oldular.
К счастью, среди нас есть пиковая дама.
Neyse ki bir kozumuz var.
Первый снег и свидание - тогда счастье.
Ilk kar yağışı ve çıkma, o zaman mutluluk.
И не был ли я обязан, как его создатель, наделить его частицей счастья, если это было в моей власти?
Hem yaratıcısı olarak ancak benim bağışlayabileceğim mutluluğu ona borçlu değil miydim?
Автор не может изменить историю в этом мире, потому что это не он обеспечил героям счастье.
Yazar bu dünyadaki olayları değiştiremez çünkü buradaki herkesi mutlu sonuna o kavuşturmadı.
(Евреям 13:7). К счастью, большинство собраний имеет хороший дух сотрудничества, и старейшинам радостно работать вместе с ними.
(İbraniler 13:7) Ne mutlu ki, cemaatlerin çoğu mükemmel bir işbirliği ruhuna sahiptir ve böyle cemaatlerle birlikte çalışmak ihtiyarlar için bir zevktir.
В те годы я многое узнал о том, что значат слова «Большее счастье — давать» (Матф.
O günlerde, vermenin mutluluğuyla ilgili çok şey öğrendim (Mat.
К счастью, я узнала свою когда мне было четыре года.
Ne şanslıyım ki, benimkinin ne olduğunu 4 yaşımdan beri biliyorum.
Он понимал, что что-то не так, что счастье постоянно избегает их, и что в конце концов что-то должно получиться.
Bir şeylerin ters gittiğini, şanssızlığın peşimizi bırakmadığını düşünüyordu. Ve bir şeyler yapılması gerekiyordu.
Я знаю, что ты отсылаешь меня для моего же счастья
Beni kendi iyiliğim için gönderdiğini biliyorum.""
Именно это приводит к счастью, как было сказано царем Соломоном: «Кто надеется на Господа, тот блажен [счастлив, НМ]» (Притчи 16:20).
Kral Süleyman’ın açıkladığı gibi bu, mutluluğa katkıda bulunur: “RABBE güvenen mutlu olur.”—Süleymanın Meselleri 16:20.
Твоё счастье, что с тобой говорю я.
OnunIa uğraşmadığına sevinmeIisin.
К счастью для меня с братиком, она хорошо кончается.
Neyse ki kardeşim ve benim için mutlu bir son oldu.
И к счастью для меня, у него есть партнёр, который всё о нём знает.
Benim de şansıma, onu çok iyi tanıyan bir ortağı var.
К счастью, да.
Neyse ki öyle.
Кашемир и шелк, чтобы создать себе суррогат счастья.
Kendini mutlu hissettirmek için kaşmir ve ipek.
У нас люди будут наполнены теплом и счастьем от осознания того, что являются часть чего-то искренне хорошего.
Ve oradakiler hayatlarında gerçekten çok iyi bir şeyin parçası olduklarını bilerek çok sıcak ve mutlu olurlar
Что же тогда необходимо, чтобы материальное благополучие могло быть частью настоящего и длительного счастья?
O halde, maddi refahın gerçek ve kalıcı mutluluğun bir kısmı olabilmesi için ne gerekiyor?
(б) Какие причины для счастья имели ученики Иисуса?
(b) İsa’nın şakirtleri, mutlu olmak için hangi nedenlere sahiptiler?
Сейчас время позволить вещам случиться тому что мешает тебе найти счастье.
Artık seni mutluluğu bulmaktan uzaklaştıran şeylerden kurtulma zamanın geldi.

Rusça öğrenelim

Artık счастье'ün Rusça içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Rusça içinde arayabilirsiniz.

Rusça hakkında bilginiz var mı

Rusça, Doğu Avrupa'nın Rus halkına özgü bir Doğu Slav dilidir. Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan'da resmi bir dildir ve Baltık ülkeleri, Kafkaslar ve Orta Asya'da yaygın olarak konuşulmaktadır. Rusça, Sırpça, Bulgarca, Beyaz Rusça, Slovakça, Lehçe ve Hint-Avrupa dil ailesinin Slav kolundan türetilen diğer dillere benzer kelimelere sahiptir. Rusça, Avrupa'daki en büyük ana dil ve Avrasya'daki en yaygın coğrafi dildir. Dünya çapında toplam 258 milyondan fazla konuşmacı ile en çok konuşulan Slav dilidir. Rusça, ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan yedinci dil ve toplam konuşmacılar tarafından dünyanın en çok konuşulan sekizinci dilidir. Bu dil, Birleşmiş Milletler'in altı resmi dilinden biridir. Rusça ayrıca internette İngilizce'den sonra en popüler ikinci dildir.