Rusça içindeki письменный стол ne anlama geliyor?
Rusça'deki письменный стол kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte письменный стол'ün Rusça'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Rusça içindeki письменный стол kelimesi masa, sıra, yazak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
письменный стол kelimesinin anlamı
masanoun Том снял очки и положил их на свой письменный стол. Tom gözlüğünü çıkardı ve onu masasının üstüne koydu. |
sıranoun Этот письменный стол слишком тяжёлый, чтобы его поднять. Bu sıra, bizim onu havaya kaldırabileceğimizden ağır. |
yazaknoun |
Daha fazla örneğe bakın
У мистера Пфефера есть право на письменный стол. Bay Pfeffer'ın masayı kullanma hakkı var. |
В комнате стоял только письменный стол. Odada sadece bir tane kapı vardı. |
Во время его болезни она в отчаянии обыскала письменный стол, она надеялась на более точные сведения. Çaresiz kalınca, Kien hasta yatarken masasını karıştırmıştı; daha kesin veriler bulmayı umut etmişti. |
Это мой письменный стол. Bu benim masam. |
Стояло кресло, письменный стол, два табурета. Aynı zamanda bir koltuk, bir yazı masası ve iki tabure vardı. |
Он не клал голову на письменный стол и не предавался усталым желаниям. Başını yazı masasına koyup kendini yorgun bir durumda isteklere kaptırmıyordu. |
Он открыл письменный стол и вынул из него пачку писем, которые ему писала Сабина. Yazı masasının çekmecesini açıp Sabina'nın ona yazdığı bir tomar mektubu çıkardı. |
– отвечает «Командор» и тотчас же отворачивается к своему письменному столу. """Komutan"" hemen yazı masasına döndü." |
В нем стояли письменный стол и треугольное кресло, книг не было видно. İçinde bir yazı masası ve üç köşeli bir koltuk vardı ama hiçbir kitap görülmüyordu. |
У меня есть еженедельник на письменном столе. Masamda ajandam var. |
Я куплю этот письменный стол Тому. Bu masayı Tom için alacağım. |
Этот письменный стол стоил триста долларов. Bu masanın fiyatı üç yüz dolar. |
Они прошли по крутой лестнице в маленькую комнатку с одним окном, письменным столом и несколькими стульями. Dik bir merdiven çıkıp, tek pencereli, bir yazı masasının ve birkaç sandalyenin olduğu küçük bir odaya geçtiler. |
Отдав папку Главной Горничной, она сказала: Оставьте это на моём письменном столе, пожалуйста. Birinci Hizmetkâr’ın elindeki dosyayı bıraktı ve, “Bunu yazı masamın üzerine bırak, lütfen. |
В конце концов я убрал его в ящик письменного стола в своем кабинете. - Нераспечатанным? Sonunda onu yazıhanemin bir çekmecesine koydum.-- --Açılmamış durumda mı? |
Еще полчаса уходило на то, чтобы привести в порядок письменный стол, и на этом мой рабочий день кончался. Bir yarım saat da masamın düzeltilmesiyle geçer ve o günkü çalışmam biterdi. |
Доктор Моттерсхед намерена забрать себе этот письменный стол. Dr Mottershead bu masayı sahiplenmeye niyetleniyor. |
Он поднялся из-за своего огромного письменного стола и стал внимательно оглядывать углы кабинета. Apışıp kalmış halde dev yazı masasının etrafını döndü ve çalışma odasının her köşesini bakışlanyla yokladı. |
Под этой кипой письменный стол. Eşyaların altında bir çalışma masası var. |
Он побрился, переоделся и сел за свой письменный стол. Sonra tıraş oldu, üstünü değiştirdi ve çalışma masasına oturdu.” |
Он оглядел Комнату; все, что ему было нужно, оказалось на письменном столе: перо, чернила и бумага. Çevresine baktı; aradığı eşyalar yazı masasının mermeri üstünde bir arada bulunuyordu: bir kalem, mürekkep ve kağıt. |
На письменном столе лежит словарь. Masanın üzerinde bir sözlük var. |
Мы вскочили на письменный стол и уселись перед монитором, стоявшим на компьютерном блоке. Çalışma masasına atlayarak, bilgisayarın üzerinde duran monitörün önüne geçtik. |
Краем глаза он видел, что она открыла квадратную коробку на письменном столе, которую он прежде не замечал. Onun yazı masasının ortasında duran ama o ana kadar hiç fark etmediği küp şeklinde bir kutuyu açtığını gördü. |
Маттиа принялся перечитывать названия на корешках книг, стоявших на полке над письменным столом. Mattia yazı masasının üzerindeki rafa gelişigüzel bırakılmış kitapların başlıklarını okumaya koyuldu. |
Rusça öğrenelim
Artık письменный стол'ün Rusça içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Rusça içinde arayabilirsiniz.
Rusça sözcükleri güncellendi
Rusça hakkında bilginiz var mı
Rusça, Doğu Avrupa'nın Rus halkına özgü bir Doğu Slav dilidir. Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan'da resmi bir dildir ve Baltık ülkeleri, Kafkaslar ve Orta Asya'da yaygın olarak konuşulmaktadır. Rusça, Sırpça, Bulgarca, Beyaz Rusça, Slovakça, Lehçe ve Hint-Avrupa dil ailesinin Slav kolundan türetilen diğer dillere benzer kelimelere sahiptir. Rusça, Avrupa'daki en büyük ana dil ve Avrasya'daki en yaygın coğrafi dildir. Dünya çapında toplam 258 milyondan fazla konuşmacı ile en çok konuşulan Slav dilidir. Rusça, ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan yedinci dil ve toplam konuşmacılar tarafından dünyanın en çok konuşulan sekizinci dilidir. Bu dil, Birleşmiş Milletler'in altı resmi dilinden biridir. Rusça ayrıca internette İngilizce'den sonra en popüler ikinci dildir.