İzlandaca içindeki vinnuveitandi ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki vinnuveitandi kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vinnuveitandi'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki vinnuveitandi kelimesi işveren, çalıştıran, İşveren, girişimci, patron anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
vinnuveitandi kelimesinin anlamı
işveren(employer) |
çalıştıran(employer) |
İşveren(employer) |
girişimci
|
patron(employer) |
Daha fazla örneğe bakın
Ūetta er ég, Mattie Ross, vinnuveitandi ūinn. Benim, Mattie Ross, iş vereniniz. |
Viðskiptin gætu verið þess eðlis að einn sé vinnuveitandi og annar starfsmaður. Örneğin aralarında bir işçi-işveren ilişkisi olabilir. |
Vinnuveitandi nokkur hreifst svo af því hvað brautryðjandasystir var staðráðin í að sækja allar safnaðarsamkomur og öll mót að hann kom og var viðstaddur heilan mótsdag! Bir işveren, öncülük yapan bir hemşirenin tüm cemaat ibadetlerinde ve bölge ibadetlerinde hazır bulunmak üzere gösterdiği kesin kararlılıktan öylesine etkilenmişti ki, o da hemşirenin hazır bulunduğu bölge ibadetine tüm gününü ayırdı. |
Vinnuveitandi minn tók eftir að ástandið heima fór versnandi. İşverenim evde durumumun daha da kötüye gittiğini fark etmişti. |
Kristinn maður ætti ekki heldur að líta á það sem réttindi sín að fá frí úr vinnu eða njóta annarrar greiðasemi, svo sem afnota af vélum eða farartækjum, aðeins sökum þess að vinnuveitandi hans er bróðir í trúnni. Bu, makul bir davranış değildir. Aynı zamanda patronu bir iman kardeşi olduğu için, istediğinde tatile çıkma, bazı makine veya araçlar kullanma hakkına sahip olduğunu da sanmamalıdır. |
10 Þá gæti sú staða komið upp að vinnuveitandi þröngvi skoðunum sínum upp á starfsmennina og vilji að allir taki þátt í einhverri þjóðernislegri hátíð eða óbiblíulegum fagnaði. 10 Başka durumlarda bir işveren, çalışanlarını kendi görüşlerini kabul etmeye zorlayabilir ve herkesin Kutsal Yazılara uymayan bir kutlamaya veya törene katılmasını isteyebilir. |
Elaine er vinnuveitandi hennar. Elaine onun patronu. |
Við ættum að halda ró okkar þegar yfirmaður eða vinnuveitandi finnur að okkur eða leiðréttir. Bir yetkili ya da patronumuz bizi eleştirdiğinde ya da bir yanlışımızı düzelttiğinde sakin kalmak hikmetlilik olur. |
46:2) Vinnuveitandi gæti hikað við að gefa okkur frí til að sækja mót eða við gætum átt við ýmis vandamál að stríða innan fjölskyldunnar. 46:1) Örneğin, işverenimiz büyük ibadete katılmamız için izin vermekte isteksiz davranabilir ya da aile hayatımızda zor bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. |
(Títusarbréfið 2: 6, 7) Sérhver skírður kristinn maður verður betri nágranni, verkamaður eða vinnuveitandi. (Titus 2:6, 7) İsa’nın vaftiz edilmiş bir takipçisi, daha iyi bir komşu, işveren veya işçi, ya da memur olur. |
Vinnuveitandi ætti aldrei að láta sér finnast hann skör hætta settur en trúbróðir hans sem vinnur hjá honum, heldur muna að þeir eru báðir þrælar Jehóva, jafnir fyrir honum. İşveren durumunda olan bir kardeş, hiçbir zaman kendisi için çalışan kardeşinden üstün olduğunu sanmamalıdır; fakat Yehova’nın gözünde, ikisinin de eşit olan köleler olduklarını hatırlamalıdır. |
Segjum sem svo að vinnuveitandi þinn vilji að þú vinnir reglulega á samkomutímum. Gözümüzün net görmeye devam etmesi için neden iman ve cesaret gerekir? |
Fyrrverandi vinnuveitandi bauð mér gott skrifstofustarf en ég vildi heldur vinna við ræstingar svo að ég gæti verið meira með Saúl og sinnt honum eftir að hann kæmi heim úr skólanum. Eski patronlarımdan biri bana iyi bir büro işi teklif etti, ancak Saúl’la daha çok vakit geçirebilmek ve okuldan sonra onunla olabilmek için temizlik işine girmeyi tercih ettim. |
13 Traust okkar á Jehóva, samfara guðsótta, gerir okkur einbeitt í því sem rétt er ef vinnuveitandi hótar okkur uppsögn ef við neitum að taka þátt í óheiðarlegum viðskiptaaðferðum. 13 Tanrısal korkuyla birlikte Yehova’ya olan güvenimiz, dürüst olmayan ticari uygulamalara katılmayı reddettiğimizden patronumuz bizi işten çıkarmakla tehdit ettiğinde, doğru olan konusunda sabit kalmamızı sağlayacaktır. |
Stundum skjóta upp kollinum neyðarlegar athugasemdir eða myndir síðar meir. Til dæmis getur tilvonandi vinnuveitandi rekist á þær þegar hann leitar upplýsinga um umsækjanda. Bazen utanç verici yorum ve fotoğraflar başkaları tarafından sonradan bulunabilir. Örneğin bir işveren, işe başvuran bir kişinin geçmişini bu şekilde araştırabilir. |
Stundum klemmdi hún handlegg minn eða hönd meðan við horfðum, gleymdi hún var vinnuveitandi, varð bara aðdáandi, hrifin af leikkonunni þarna uppi á tjaldinu Bazen filmi izlerken, kolumu veya elimi tutardı, işverenim olduğunu unutarak, ekranda izlediği oyuncudan heyecanlanmış bir izleyici gibi |
Þá er að nefna það þegar annar er vinnuveitandi og hinn launþegi. Yahut bir kardeş diğer bir kardeşe bir mal veya bir hizmet teklif edebilir. |
Ef þú átt börn, ert vinnuveitandi eða ert á annan hátt í þeirri aðstöðu að fólk leitar ráða og leiðbeininga hjá þér þarftu að vera skilningsríkur áheyrandi. Bir anne veya baba, bir işveren ya da insanların öğüt ve rehberlik için başvurdukları konumda biri iseniz, onları duygudaşlık göstererek dinlemelisiniz. |
Kristnir launþegar, sem gera það, munu ekki reyna að misnota sér það að vinnuveitandi þeirra er vottur, og tileinka sér það viðhorf heimsins að vinnuveitandinn eigi að umbera ágalla starfsmanna sinna fyrst hann hefur efni á því. Bu şekilde hareket etmek isteyen İsa’nın bir takipçisi, işverenin bir iman kardeşi olmasından yararlanmayacaktır. Böylece o, elinde olduğu takdirde, iş sahibinin işçilerinin hatalarına gözyummakla ilgili dünyanın tutumunu benimsemeyecektir. |
Suður-afrísk kona, sem er vottur Jehóva, frétti að vinnuveitandi hennar væri í skilnaðarhugleiðingum. Güney Afrika’da Yehova’nın Şahidi bir kadın, işvereninin kocasından boşanmayı düşündüğünü öğrendi. |
(Efesusbréfið 6:9) Bæði vinnuveitandi og starfsmaður ættu líka alltaf að hafa í huga þessi heilræði í Galatabréfinu 6:10: „Þess vegna skulum vér, meðan tími er til, gjöra öllum gott og einkum trúbræðrum vorum.“ (Efesoslular 6:9) Hem işveren, hem de işçi, daima Galatyalılar 6:10’da verilen öğüdü hatırlamalıdır: “Herkes için, ve bilhassa iman ehli için iyilik edelim.” |
Ūú lætur sem Alec væri fađir ūinn, ekki vinnuveitandi. Sanki Alec patronun değil de babanmış gibi davranıyorsun. |
Þegar allt kom til alls gat hann ekki reiknað með að vinnuveitandi hans, sem var þarlendur maður, gerði sér áhyggjur af tilfinningum útlends utangarðsmanns. Kuşkusuz, memleket halkından olan işvereninin kendisi gibi muhtaç durumdaki bir yabancının duygularıyla ilgilenmesini bekleyemezdi. |
En Diderot gerði miklu meira en vinnuveitandi hans hafði farið fram á. Ancak o, işvereninin beklediğinden çok daha fazlasını yaptı. |
13 En segjum sem svo að vinnuveitandi okkar taki að sér það verkefni að mála kirkjubyggingu. 13 Ya işverenimiz, sahte dine ait bir tapınma yerini boyama işi alırsa ne olacak? |
İzlandaca öğrenelim
Artık vinnuveitandi'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.