İzlandaca içindeki rúm ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki rúm kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte rúm'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki rúm kelimesi yatak, oda, yer, Yatak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

rúm kelimesinin anlamı

yatak

noun

Þú verður að búa um þitt eigið rúm hér.
Buraya kendi yatağını yapmak zorundasın.

oda

noun

Á stól inni á sjúkrastofunni við rúm drengsins.
Tabii ki hastane odasında, oğlunun başucundaki sandalyede.

yer

noun

Vilt þú hreinsa það af hleypidómum til að ryðja rúm fyrir sannleika Guðs?
Tanrısal hakikate yer vermek üzere onu önyargılardan temizleyecek misin?

Yatak

Þú verður að búa um þitt eigið rúm hér.
Buraya kendi yatağını yapmak zorundasın.

Daha fazla örneğe bakın

Í tíunda skipti... Í gamla húsinu átti ég ūetta rúm og ūú hitt.
Bak, onuncu kez söylüyorum, eski evdeyken bu yatak benimdi ve o yatak senindi.
Hvernig fara sumir að því að skapa sér rúm til biblíulestrar og náms og með hvaða árangri?
Bazı kimseler Mukaddes Kitabı okuyup incelemek için nasıl zaman buluyor, bundan ne gibi yararlar görüyorlar?
Heitur matur og rúm er það minnsta sem ég get boðið þér
Sana en azından bir kap yemekle yatacak bir yer borçluyum
Ūú heldur ađ ūađ hafi veriđ rúm hérna?
Burada yatak olduğunu mu sandın?
Sjáđu ūetta auma rúm.
Şu yatağın haline bak.
(Opb 7:9) Þar af leiðandi er ekki rúm fyrir fordóma eða manngreinarálit í kristna söfnuðinum.
“Her milletten, her kabileden, her halktan ve her dilden” insanı kabul eder (Vh 7:9).
Janny: Samanlagt erum við búin að þjóna Jehóva í fullu starfi í rúm 120 ár.
Janny: Markus’la beraber toplam 120 yıldır tamgün hizmetteyiz!
Í ritstjórnargrein í The New York Times sagði einu sinni að „svo mikið rúm sé fyrir getgátur [innan þróunarvísindanna] um tilurð mannsins, að kenningarnar segi eiginlega meira um höfund sinn en um efnið sjálft. . . .
The New York Times gazetesinde çıkan bir başyazıya göre, evrime dayalı bilim “varsayımlara o kadar açıktır ki, insanın nereden geldiğiyle ilgili kuramlar bu konudan çok, yazar hakkında bilgi verme eğilimindedir. . . . .
Gætum viđ sett inn annađ rúm?
Başka bir yatak tedarik etmeniz mümkün mü acaba?
Ég hef veriđ rúm fjķrtán ár ađ skrifa ūessa bķk.
Bu kitabı 14 yılda yazabildim.
Vilt þú hreinsa það af hleypidómum til að ryðja rúm fyrir sannleika Guðs?
Tanrısal hakikate yer vermek üzere onu önyargılardan temizleyecek misin?
Og ég vil ūig í ūitt eigiđ rúm í nķtt.
Ve bu gece kendi yatağında yatmanı istiyorum, tamam mı?
Þá vikuna var mér búið rúm í baðkerinu en hvað sem því leið áttum við einstaklega ánægjulega og uppbyggilega viku saman.
Yatağım banyodaki küvetti, buna rağmen ruhi faaliyetlerle geçirdiğimiz o hafta boyunca çok güzel şeyler yaşadım.
Ég á ūetta rúm.
Yatak benim yatağım.
Gefðu meira rúm
“Geniş Olun”
Það mun ryðja úr vegi því kerfi sem veldur mannkyninu eymd og volæði svo að rúm verði fyrir réttláta nýja skipan þar sem sorgir, sársauki og dauði af mannavöldum hverfur fyrir fullt og allt.
İnsanlığa acı veren tüm sistemleri ortadan kaldıracak ve insanlardan kaynaklanan üzüntü, sancı ve ölümlerin ebediyen artık bulunmayacağı gerçekten adil, yeni şeyler sistemine yol açacaktır.
Næsta augnabliki ljósið var niður og þetta villt Cannibal, Tomahawk á milli tennurnar hans, hljóp inn í rúm með mér.
Bir sonraki an ışık sönmüş ve bu vahşi yamyam, tomahawk arasında dişleri, benimle yatağa fırladı.
Viđ getum auđveldlega útvegađ ūér rúm ef ūú ūarft ađ aka lengi.
Yolunuz uzunsa bu gece burada kalmanız için bir yatak ayarlayabilirim.
Sé fjórstafanafnið borið fram í tveim atkvæðum er hvergi rúm fyrir ó sérhljóðið í nafninu.
Tetragrammaton’un “Yahve” olarak iki heceli söylenişi, o sesli harfinin Tanrı’nın isminde yer almasına izin vermez.
Foreldrarnir gátu notað efni í ritum Varðturnsfélagsins til að sýna honum að tími og rúm séu talin endalaus.
Ana-baba, Kule Kitapları yayınlarından, zaman ve boşluğun sonsuz kabul edildiğini gösteren bilgiyi kullanabildi.
Og hinir 1187 kaflar þar á milli opinbera lið fyrir lið hvernig Guð muni blessa mannkynið og hvernig rúm sé fyrir okkur í tilgangi Guðs.
Arada geçen 1187 bap, ilerler tarzda Tanrı’nın, insanlığı nasıl mübarekleyeceğini ve kendimizi nasıl O’nun Tanrısal maksadıyla uyumlu hale getirebileceğimizi açıklar.
Mér finnst sjúkrarúm ūægilegri en venjuleg rúm.
Bence hastanenin yatakları normal yataklardan daha rahat.
Einhver þurfti að búa til eða smíða borð, stóla, rúm, potta, pönnur, diska og önnur mataráhöld og sama gildir um veggina, gólfin og loftin.
Duvarlar, döşeme ve tavanın yapıcısı olduğu gibi, masa, sandalye, yazı masası, yatak, tencere, tava, tabak ve yemek takımlarının da birer yapıcısı olması gerekir.
Rúm mitt er of heilagt til ađ ég geti deilt ūví međ ūér.
Yatağım seninle paylaşmak için fazlasıyla kutsal.
Hann hélt því fram að mannlegum þörfum væri best fullnægt með efnishyggju, heimspeki þar sem ekkert rúm væri fyrir Guð eða hefðbundin trúarbrögð.
O, insanların ihtiyaçlarının, Tanrı’ya veya geleneksel dine hiç yer vermeyen, materyalist denilen bir düşünce sistemi ile daha iyi karşılanacağını iddia etti.

İzlandaca öğrenelim

Artık rúm'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.