İzlandaca içindeki meðferð ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki meðferð kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte meðferð'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki meðferð kelimesi tedavi, terapi, sağaltım, kür, işleme anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
meðferð kelimesinin anlamı
tedavi(treatment) |
terapi(treatment) |
sağaltım(therapy) |
kür
|
işleme(processing) |
Daha fazla örneğe bakın
Frelsun Ísraelsmanna undan óréttlátri meðferð Egypta var einstök vegna þess að Guð stóð að baki henni. İsrailoğullarının Mısır zulmünden kurtulmasını eşsiz kılan, Tanrı’nın duruma bizzat müdahale etmesidir. |
Er mér ljóst að ef ég hafna öllum lækningaraðferðum sem fela í sér meðferð á mínu eigin blóði er ég þar með að hafna blóðskilun (í gervinýra) og notkun hjarta- og lungnavélar? Kendi kanımın kullanıldığı tüm tıbbi yöntemleri reddetmenin, diyaliz ya da kalp-akciğer makinesinin kullanımı gibi tedavi yöntemlerini de reddetmem anlamına geldiğini biliyor muyum? |
Tímaritið Modern Maturity segir: „Ill meðferð aldraðra er bara nýjasta dæmið um [fjölskylduofbeldi] sem er komið fram úr fylgsnum út á síður dagblaða landsins.“ Modern Maturity adlı dergi şunları belirtti: “Yaşlılara kötü davranış, daha önce gizlenen fakat şimdi ülke [ABD] gazetelerinde boy gösteren [aile içindeki şiddetin] uzantısıdır.” |
Höfuðborgin Níníve var svo illræmd fyrir grimmilega meðferð fanga að hún var kölluð ‚hin blóðseka borg.‘ Asur’un başkenti, esirlere karşı çok vahşi davranışlarıyla tanındığından dolayı ‘kanlı şehir’ diye adlandırılan Nineve idi. |
(Postulasagan 16: 16-24) Hvaða áhrif hafði þessi illa meðferð á Pál? (Resullerin İşleri 16:16-24) Bu acı verici deneyim Pavlus’u nasıl etkiledi? |
Slæm meðferð og illt atlæti um langt skeið getur sannfært mann um að engum, ekki einu sinni Jehóva, þyki vænt um mann. — 1. Jóhannesarbréf 3:19, 20. Yıllarca kötü muamele görmenin sonucu olarak kişi, kimsenin, Yehova’nın bile kendisini sevmediği kanısına varabilir.—1. Yuhanna 3:19, 20. |
Eftir nokkurra vikna meðferð lagaðist það. Birkaç hafta süren tedaviyle sorun halledildi. |
Við verðum oft að breyta meðferð vegna aðstæðna, svo sem hás blóðþrýstings, alvarlegs ofnæmis gegn fúkalyfjum eða vegna þess að dýr tækjabúnaður er ekki fyrir hendi. Bizler yüksek tansiyon, antibiyotiklere karşı şiddetli alerji veya pahalı aletlerin yokluğu gibi durumlara uymak için sık sık tedavimizin şeklini değiştirmek zorunda kalırız. |
En hvernig brugðust vottarnir við þeirri ómannúðlegu meðferð sem þeir máttu sæta í búðunum? Bununla birlikte Şahitler, kamplarda kendilerine gösterilen insanlık dışı davranışlar karşısında ne yaptılar? |
Hvettu ástvin þinn til að vera jákvæður og fylgja öllum leiðbeiningum sem hann fær eins og til dæmis að fara í áframhaldandi meðferð. Hastayı olumlu düşünmeye yöneltin ve ek bir tedavi görmek gibi verilen diğer talimatlara uyması konusunda teşvik edin. |
Þrátt fyrir harkalega meðferð var bræðrunum ljóst að þeir þyrftu að skipuleggja mál sín vel og nærast andlega. Kendilerine kötü davranıldığı halde, kardeşler teşkilatlanmış durumda kalmanın ve ruhen beslenmenin acil bir ihtiyaç olduğunu fark ettiler. |
En hversu lengi sem við höfum átt Biblíuna ætti hún að bera merki um góða meðferð. Yine de, Mukaddes Kitabınızı ne kadar uzun süredir kullanıyor olursanız olun, ona özen gösterdiğiniz belli olmalı. |
(9) Hvaða upplýsingar ættirðu að fá um hverja þá meðferð sem beitt er í stað blóðgjafar? (9) Kan nakline alternatif tedavilerle ilgili kararlar verirken neleri sormalı ve araştırmalısınız? |
Fjarverandi meðferð virtist snerta. Yok tedavi dokunmak gibiydi. |
Meðferð hans á fólki Guðs er ein ástæðan fyrir því að hann kemst ekki hjá refsingu. Onun Tanrı’ya tapınan topluma davranış tarzı da cezalandırılmasını kaçınılmaz kılan nedenler arasındadır. |
Kanínuhelda girðingin megnaði að vísu ekki að verja bændur Vestur-Ástralíu fyrir kanínuplágunni, en hún virðist hafa áhrif á veðurfar. Það minnir á hve framsýni er mikilvæg í meðferð lands, og af því má hugsanlega draga ýmsa verðmæta lærdóma. Tavşan Geçirmez Çiti belki Batı Avustralya’daki çiftlikleri tavşan istilasından kurtaramamış olabilir ama, iklim üzerindeki görünür etkisi ve toprağı sağgörülü kullanmanın gereği hakkında verdiği dersler bakımından hâlâ yararlıdır. |
Æ fleiri spítalar bjóða beinlínis upp á meðferð án blóðgjafar og sumir telja hana jafnvel bestu læknismeðferð sem völ er á. Giderek daha çok sayıda hastane kansız tedavi sunuyor, hatta bazıları bunu tıbbi bakım için en yüksek standart olarak görüyor |
Jafnvel þótt kristinn maður sé sannfærður um að ákveðin meðferð komi honum að gagni ætti hann ekki að gerast talsmaður hennar innan hins kristna bræðafélags, því að það gæti orðið kveikja útbreiddra umræðna og deilna. İsa’nın bir takipçisi belli bir tedavinin kendisi için iyi olduğuna inanmış olsa bile, iman kardeşleri arasında bunu savunmamalıdır, çünkü bu yaygın bir müzakere ve tartışma konusu olacaktır. |
(2. mynd) Vottar Jehóva í 50 löndum, þar á meðal Þýskalandi, sendu Hitler um 20.000 bréf og símskeyti hinn 7. október 1934 og mótmæltu meðferð hans á vottunum. (2. Resim) Rutherford’un mektubunu, Yehova’nın Şahitlerinin 7 Ekim 1934’te Hitler’e Almanya da dahil 50 ülkeden gönderdiği yaklaşık 20.000 protesto mektubu ve telgrafı izledi. |
Jesús Kristur galt fyrir hollustu sína með lífinu og hann sagði fylgjendum sínum að þeir fengju sams konar meðferð. İsa Mesih vefasını yaşamıyla ödedi ve takipçilerine, kendilerine de daha iyi davranılmayacağını söyledi. |
En hrífur þessi meðferð fullkomlega? Öyle ise, bu tedavi yöntemi acaba kusursuz çalışmakta mıdır? |
Kumiko, sem var 15 ára, fannst blóðgjöf versti hugsanlegi kosturinn við meðferð banvæns hvítblæðis sem hún var með. On beş yaşındaki Kumiko isimli genç kız için, ölümcül kan kanserini kan nakliyle tedavi yoluna gitmek olabilecek seçeneklerin en kötüsüydü. |
Meðferð, sem fæli í sér blóðgjafir, yrði henni til tjóns andlega, sálfræðilega, siðferðilega og tilfinningalega. Kan naklini içeren bir tedavi planı ona ruhsal, psikolojik, ahlaksal ve duygusal yönden zarar verecekti. |
Þá voru í lögunum ákvæði þess efnis að fólk yrði óhreint af því að snerta lík, ákvæði um hreinsun kvenna eftir barnsburð, ákvæði um meðferð holdsveiki og ákvæði um óhreinleika við útrennsli af kynfærum karla og kvenna. Ölülerin murdarlığı, doğum yapan kadının arınması, cüzamla ilgili işlemler, ayrıca erkek ve kadın cinsel organlarından gelen akıntıların neden olduğu murdarlık konusunda da başka talimatlar verilmişti. |
Er mér ljóst að ef ég hafna öllum lækningaraðferðum sem fela í sér meðferð á mínu eigin blóði er ég þar með að hafna blóðrannsókn, blóðskiljun og notkun hjarta- og lungnavélar? Kendi kanımın kullanıldığı tüm tıbbi yöntemleri reddetmenin kan tahlilini, hemodiyalizi ya da kalp-akciğer makinesinin kullanımını da reddetmek anlamına geldiğinin farkında mıyım?” |
İzlandaca öğrenelim
Artık meðferð'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.