İzlandaca içindeki mat ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki mat kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mat'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki mat kelimesi tahmin anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

mat kelimesinin anlamı

tahmin

noun

Ef við göngum út frá því að þetta sé rétt mat er frumgetinn sonur Jehóva eldri en það.
Ne var ki, bu tahmin doğruysa bile, evrenin yaşı Yehova’nın Oğlunun yaşını göstermeye yetmez!

Daha fazla örneğe bakın

Séð er fyrir mat, vatni, húsaskjóli og læknisaðstoð eins fljótt og hægt er, svo og andlegum og tilfinningalegum stuðningi.
En kısa zamanda yiyecek, su, barınak, tıbbi bakım, duygusal ve ruhi destek sağlanır
12 Við varðveitum þess konar jákvætt mat á réttlátum meginreglum Jehóva ekki aðeins með því að nema Biblíuna heldur líka með því að sækja kristnar samkomur reglulega og taka sameiginlega þátt í hinni kristnu þjónustu.
12 Yehova’nın adil prensiplerine duyulan bu tür takdir, sadece Mukaddes Kitabı inceleyerek değil, aynı zamanda ibadetlere düzenli olarak katılmak ve birlikte Tanrısal hizmette bulunmakla da korunur.
Kólera smitast oftast með mat eða vatni sem er mengað af saur úr sýktu fólki.
Kolera çoğunlukla, hastalığa yakalanmış bir kişinin dışkısıyla kirlenmiş yiyeceği yemek veya suyu içmekle bulaşır.
Ég lét ūig fá peninga fyrir mat.
Sana yemek için para verdim.
Síðan kenndi Jesús okkur að biðja Guð að gefa okkur mat fyrir hvern dag.
Sonra İsa her gün ihtiyacımız olan yiyeceği bize vermesi için Tanrı’ya dua edebileceğimizi öğretti.
Mig furđar hvernig fķlk horfir á ūig færa sér mat og taka af börđum en skilur ekki ađ ūađ hefur hitt mikilfenglegustu konu sem nú lifir.
Onlara yemeğini getirirken masalarını temizlerken seni izlemelerini, hayattaki en muhteşem kadınla karşılaştıklarının farkında olmayışlarını şaşkınlıkla seyrediyorum.
„Við urðum að yfirgefa heimili okkar og skilja allt eftir — föt, peninga, skjöl, mat — allt sem við áttum,“ útskýrir Viktor.
Victor şöyle açıkladı: “Sahip olduğumuz her şeyi—elbiseler, para, evraklar, gıda maddeleri—arkamızda bırakarak evimizi terk etmek zorunda kaldık.
Þeir ferðast stað úr stað og eiga oft mat sinn og næturstað undir gestrisni bræðranna.
Çoğu kez yiyecek ve yatacak bir yer için kardeşlerinin misafirperverliğine bağlı olan bu kardeşler, durmadan seyahat ederler.
Hvad er svona frábrugdid vid mat?
Öyleyse bunun yiyecekten farkı ne?
Ungur maður, sem við skulum kalla Tómas, segir frá þeirri breytingu sem átti sér stað þegar foreldrar hans skildu en hann var þá átta ára: „Við áttum alltaf mat eftir að pabbi fór, en allt í einu varð dós af gosi orðin munaður.
Ana babası kendisi sekiz yaşındayken boşanmış olan genç bir adam, şunları hatırlıyor: “Babam evden ayrıldıktan sonra aslında her zaman yiyeceğimiz vardı, fakat bir şişe soda aniden lüks bir şey oldu.
Ef við gerum það mun Guð sjá til þess að við höfum mat að borða og föt til að vera í.
Eğer sen de önceliği Yehova’ya verirsen O sana ihtiyacın olan yiyeceği ve giyeceği verir.
Og áfram segja þeir: „Einn af hverjum fimm jarðarbúum er örbjarga um þessar mundir og fær ekki nægan mat, og einn af hverjum tíu er alvarlega vannærður.“
Şunu da eklediler: “Şu anda bile, beş kişiden biri tam bir yoksulluk içinde, yiyecek bulamaz durumda ve on kişiden biri ciddi ölçüde yetersiz besleniyor.”
I sallied út fyrir smá meiri mat til að fara framhjá tíma en vegna þess að ég vildi það.
Ben istedim çünkü daha zaman geçmesi food daha fazla bir bit için sallied.
„Ef einhver vill ekki vinna,“ sagði Páll, „þá á hann heldur ekki mat að fá.“
Pavlus, “bir kimse işlemek istemezse, yemek de yemesin” dedi.
Þeir buðu okkur gjarnan í mat en við urðum að koma til þeirra eftir að dimmt var orðið.
Bizi akşam yemeğine davet ederlerdi, fakat onlara ancak karanlık çöktükten sonra gidebilirdik.
Eftir að hafa þjónað í fullu starfi í aldarfjórðung segir hann: „Ég hef reynt að sinna öllum í söfnuðinum, farið með þeim í boðunarstarfið, farið í hirðisheimsóknir til þeirra, boðið þeim heim í mat og kallað fólk saman til að eiga andlega uppbyggilegar samverustundir.
Tamgün hizmette geçirdiği 25 yılı düşünerek şunları söyledi: “Cemaatteki herkesle vakit geçirip onlara yardım etmeye çalıştım, onlarla hizmete çıktım, çobanlık ziyaretleri yaptım, onları evimde yemeğe çağırdım, hatta ruhi açıdan yapıcı buluşmalar düzenledim.
Ūetta er ekki í fyrsta sinn sem viđ fáum gest í mat.
Evimize ilk kez misafir gelmiyor.
Nú verđum viđ ađ finna meiri mat.
Şimdi daha çok yiyecek bulmalıyız.
(Jakobsbréfið 1:19) Þar sem fólk er sjaldan hlutlaust þegar það lítur í eigin barm er skynsamlegt að hlusta á hlutlægt mat þroskaðra trúsystkina.
(Yakub 1:19) İnsan kendi kendini değerlendirirken kendi hakkındaki gerçekleri net göremeyebileceğinden, olgun iman kardeşlerinin tarafsız fikirlerini dinlemek akıllıca olacaktır.
Umsjónarmaður skólans ætti einnig að gefa gaum að öðrum ábendingum eða tillögum bókarinnar sem auðvelda honum að vera fljótur að leggja mat á samfellda úrvinnslu verkefnisins og áhrif þess.
Eğitim ibadeti nazırı, tutarlı bir gelişme olup olmadığını ve malzemenin ne kadar etkili sunulduğunu daha çabuk değerlendirebilmesine yardım edecek olan kitaptaki diğer hatırlatıcıları ve önerileri de dikkate almalıdır.
Hurð Mat
Kapı Yemek
Ertu međ í mat?
Ölümcül.
Mat ūitt er ekki lengur trúverđugt.
Değerlemelerin artık güvenilir değil.
Fólkið var síðan hvatt: „Farið og etið feitan mat og drekkið sæt vín og sendið þeim skammta, sem ekkert er tilreitt fyrir, því að þessi dagur er helgaður Drottni vorum. Verið því eigi hryggir, því að gleði [Jehóva] er hlífiskjöldur [„vígi,“ NW] yðar.“
Sonra kavmi şuna teşvik ettiler: “Yolunuza gidin, yağlıyı yiyin, ve tatlıyı için, ve hazırlığı olmıyana pay gönderin; çünkü bu gün RABBİMİZ için mukaddestir; ve kederli olmayın; çünkü RAB sevinci, kuvvetiniz (hisarınız) odur.”
Ūegar nķg er um mat étur hann eins og hann getur.
Fazlasıyla yiyecek olduktan sonra midesi bulanana kadar yiyecektir.

İzlandaca öğrenelim

Artık mat'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.