İzlandaca içindeki leyfi ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki leyfi kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte leyfi'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki leyfi kelimesi izin, resmî izin anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

leyfi kelimesinin anlamı

izin

noun

Okkur var gefið leyfi til að veiða í þessum flóa.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.

resmî izin

noun

Daha fazla örneğe bakın

" Ūar eiga ūeir ađ vera nema ūeim sé veitt sérstakt leyfi til ađ ferđast.
" Yolculuk etmek için özel izin verilmediği sürece o sınırların dışına çıkmayacaklardır.
" Við getum gefið þér leyfi fyrir þessu fyrir 3000 dali. "
" 3000 dolara bu işin bayisini sana veririz. " dediler.
Hún segir eiginmanni sínum skýrt en háttvíslega hvað samviskan leyfi henni að gera og hvað ekki.
Kocasına vicdanının neleri yapmasına izin verdiğini ve vermediğini nezaketle fakat açıkça söylüyor.
Ūiđ geriđ ykkur ljķst, strákar, ađ ūiđ sendiđ engar greinar frá ykkur fyrr en Owynn gefur ykkur leyfi til ūess.
Çocuklar, eminim ki Yarbay Owynn izin vermedikçe, hikaye anlatamayacaginizin eminim ki farkindasiniz.
Helgangan: KZ-Gedenkstätte Dachau, með góðfúslegu leyfi USHMM Photo Archives.
Ölüm yürüyüşü: KZ-Gedenkstätte Dachau, USHMM Photo Archives
Þegar hún gaf leyfi sitt fór ég til Moe og byrjaði að nema Biblíuna með söfnuðinum þar.
Annem izin verince Moe’ye gittim ve cemaatten kardeşlerle Mukaddes Kitabı incelemeye başladım.
Þeim var veitt leyfi til að fara inn í norðurhluta Mósambík sem flóttamenn og þegar við komum miðluðu þeir okkur af húsnæði sínu og rýrum matföngum.
Onlara Mozambik’in kuzeyine mülteci olarak girme izni verilmişti ve oraya ulaştığımızda bizimle evlerini ve yetersiz olan erzaklarını paylaştılar.
0g af ūvi ūú ert ekki orđin 18 ūarftu leyfi mitt til ađ fara úr landi.
Ve 18 yaşının altında olduğundan ülkeden çıkman için benim iznime ihtiyacın var.
Hún var fyrir leyfi á landbúnađartækjum.
Tarım araçları kuyruğuydu.
Hjúkrunarfræðingurinn hafa þú fengið leyfi til að fara til shrift til dags?
HEMŞİRE güne ilgilenmek gitmek için izin aldı mı?
Heldurđu ađ ég leyfi einhverjum fjandans fanga ađ eyđileggja allt sem ég byggđi?
Amına koyduğumun mahkûmu yaptığım her şeyi batırmasına izin vereceğimi mi sanıyorsun?
Heimspekingar, frá vinstri til hægri: Epíkúros: ljósmyndað með góðfúslegu leyfi British Museum; Cíceró: úr The Lives of the Twelve Caesars; Platón: Róm, Musei Capitolini.
Filozoflar (soldan sağa): Epikuros: Fotoğraf British Museum; Cicero: The Lives of the Twelve Caesars’dan; Platon: Capitolino Müzesi, Roma
Heldurđu ađ ég leyfi ūér ađ kasta öllu erfiđi ūínu á glæ, öllu sem ūú hefur áorkađ, fyrir geđsjúkan náunga sem er skítsama um ūig?
Bütün o emeklerini, başardığın onca şeyi seni umursamayan psikopat biri için fırlatıp atmana izin vereceğimi mi sanıyorsun?
„Ég leyfi mér ekki að vera of upptekin af veikindunum“
“Bazen Hasta Olduğumu Unutuyorum”
Ef ég tapa, verđ ég hér ađ eilífu og leyfi ūér ađ elska mig.
Bulamazsam, sonsuza kadar burada kalır, beni sevmene izin veririm.
Og Opiate fær alls konar lagaleg leyfi áđur en ég byrja.
Ben gösteriye başlamadan önce Opiate gerekli yasal izinleri alıyor.
Viđ töluđum mikiđ um ūađ en, nei, ég bađ hana ekki um leyfi.
Bunu çok konuştuk ama hayır ondan izin istemedim.
Borgin brennur ekki af ūví ađ ég leyfi ūađ ekki.
Bu şehir yanmaz çünkü ben buna izin vermem.
Ég leyfi honum ūađ ekki.
Bunlar kurumuş.
Lyfjaeftirlitiđ hefur gefiđ okkur leyfi til ađ prķfa ūađ strax á mönnum.
FDA insan testi için bize izin verdi.
Leyfi til ađ flytjast úr landi og njķta ūæginda Vesturlanda?
Batı'nın hoşlandığın rahatlıkları ve göç etmek için izin mi?
Það virðist sem að það hafi verið nokkur informality um leyfi þeirra, að clergyman neitaði algerlega að giftast þeim án þess vitni af einhverju tagi, og að mínu heppinn útlit bjargaði brúðgumann frá að þurfa að Sally út í götum í leit að bestu menn.
Bu, onların lisans ile ilgili bazı kayıt dışılığın edildiğini görünüyor rahip, bir tür tanık olmadan kesinlikle evlenmeyi reddetti ve bu benim şanslı görünüm damat kurtardı iyi bir adam arama sokağa sally zorunda.
Vottur, sem hafði leyfi til að veita biblíufræðslu inni á fangelsisstofnunum, fræddi hann um Biblíuna.
Ruhi yardım sağlamak amacıyla cezaevi kurumlarına girme izni olan bir Yehova’nın Şahidi, onun Mukaddes Kitabı incelemesine yardım etti.
" Allt í lagi, þá munum við fara, " sagði hann og horfði upp á Herra Samsa eins og ef, skyndilega sigrast á með auðmýkt, var hann að biðja ferskum leyfi fyrir þessari ákvörðun.
" Pekâlâ, o zaman biz gideceğiz, " dedi ve aniden, sanki Bay Samsa baktı tevazu ile üstesinden gelmek, bu karar için taze izin soruyordu.
5 Nokkru fyrir 1940 reyndu yfirvöld í borgum og ríkjum um öll Bandaríki Norður-Ameríku að þvinga votta Jehóva til að fá einhvers konar opinbert leyfi til að boða fagnaðarerindið.
5 Yehova’nın Şahitleri Amerika Birleşik Devletleri’nin dört bir yanındaki eyalet ve şehirlerde 1930’ların sonuna doğru hizmetlerini yerine getirebilmek için yasal izin anlamına gelen bir tür belge edinmeye zorlandı.

İzlandaca öğrenelim

Artık leyfi'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.