İzlandaca içindeki greiða ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki greiða kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte greiða'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki greiða kelimesi tarak, ödemek, tediye etmek, taramak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
greiða kelimesinin anlamı
taraknoun |
ödemekverb Hvernig viltu greiða fyrir það? Onun için nasıl ödemek istersin? |
tediye etmekverb |
taramakverb |
Daha fazla örneğe bakın
5 Ekki er nóg gull og silfur í fjárhirslu konungs til að greiða skattgjaldið svo að Hiskía tekur alla þá góðmálma sem hann getur úr musterinu. 5 Kraliyet hazinesinde bu haracı ödemeye yeterli gümüş ve altın bulunmadığından, Hizkiya mabette bulabildiği tüm değerli malzemeleri getirir. |
Var það ósanngjarnt að greiða verkamönnunum, sem unnu eina stund, sömu laun og þeim sem unnu allan daginn? Bir saat çalışan işçiler ile bütün gün çalışan işçilere aynı ücreti ödemek haksızlık mıydı? |
Leitaðu heldur til þroskaðs, fullorðins vinar sem getur hjálpað þér að greiða úr málunum — helst af öllu til einhvers sem hjálpar þér að fara eftir viturlegum ráðum Biblíunnar. — Orðskviðirnir 17:17. Bunun yerine, sorunun üstesinden gelmenize yardım edebilecek yetişkin ve olgun bir arkadaşınızla konuşun; özellikle bu kişi Mukaddes Kitabın hikmetli öğüdünü uygulamanıza yardım edecek biri olursa daha iyi olur.—Süleymanın Meselleri 17:17. |
Ég býð okkur öllum að líkjast frelsaranum meira, með því að annast hina fátæku og þurfandi, lifa trúfastlega eftir föstulögmálinu og greiða rausnarlega föstufórn. Ben her birimizi yoksul ve muhtaçları gözeterek, oruç yasasını bağlılıkla tutarak ve oruç adaklarınızı cömertçe sunarak daha fazla Kurtarıcı gibi olmaya davet ediyorum. |
Um jólaleytið greiða vinnuveitendur starfsmönnum stundum jólabónus eða gefa þeim gjafir. Bir işveren yılbaşı veya bayram günlerinde hediye ya da ikramiye dağıtabilir. |
Til að hægt væri að leysa afkomendur Adams úr þrælkuninni, sem hann hafði selt þá í, þurfti að greiða fullkomið mannslíf í lausnargjald. Âdem’in soyunu, ilk babaları tarafından satıldıkları kölelikten kurtarmak üzere gereken fidye bedelini ancak kusursuz bir insan yaşamı ödeyebilirdi. |
Blóðbankar eru opnir lengur fram eftir degi en áður var og í sumum löndum mega þeir greiða fyrir blóð með fé eða fríðindum til að fá til sín blóðgjafa og halda í þá. Kan merkezleri daha uzun süre açık tutuluyor; hatta bazı ülkeler böyle yerlerin bağışçı bulması ve bu kişileri elinde tutması için bir karşılık ödenmesine izin veriyor. |
Þeir greiða þér full laun á meðan Bu sürede... birkaç ay, maaşının tamamını ödemeyi kabul ettiler |
(1. Korintubréf 15:22) Þess vegna þurfti fullkominn maður að deyja til að greiða lausnargjaldið — maður sem væri jafningi Adams að öllu leyti. (I. Korintoslular 15:22) Şu halde, fidye Âdem’e tam anlamıyla eşit birinin, kusursuz bir insanın ölümünü gerektiriyordu. |
Ég geri ykkur greiða. Bana inanın, size müthiş bir iyilik yapıyorum. |
3 Trúarleiðtogarnir höfðu sett þá reglu að það mætti einungis nota eina ákveðna tegund myntar til að greiða musterisskattinn. 3 Din adamları, mabet vergisinin ancak özel bir sikkeyle ödenebileceğine ilişkin bir kural koymuşlardı. |
Ég þarf að biðja um greiða. Senden bir iyilik isteyeceğim. |
Ríkinu var gert að greiða bætur og sakarkostnað mannanna 17. Hükümet, bu 17 kişinin hukuki masraflarını ve manevi zararlarını ödemeye mahkûm edildi. |
Það er gjald sem allir þurfa að greiða til að geta keypt sannleika. Bu, hakikati satın alan herkesin ödemesi gereken bir bedeldir. |
Að sögn sagnfræðings þurfti að greiða musterisskattinn með ákveðinni, fornri mynt Gyðinga. Bir tarihçiye göre, mabet vergisi belirli bir eski Yahudi sikkesiyle ödenmek zorundaydı. |
□ Hinn 16. nísan var Jesús reistur upp frá dauðum og skömmu síðar steig hann aftur upp til himna til að greiða föður sínum lausnargjaldið sem fólst í fullkomnu mannslífi hans. — Markús 16: 1-8; Lúkas 24: 50- 53; Postulasagan 1: 6-9. □ 16 Nisan’da İsa diriltildi ve bundan kısa bir süre sonra, kusursuz insan yaşamının fidye değerini Babasına ödemek üzere göğe döndü.—Markos 16:1-8; Luka 24:50-53; Resullerin İşleri 1:6-9. |
Lundúnablaðið The Times sagði: „Morðingjarnir greiða oft fyrir sérstaka þakkarmessu . . . á sama tíma og fórnarlambið er borið til grafar annars staðar.“ Londra’nın The Times gazetesi şuna dikkat çekti: “Katiller, cinayete kurban giden kişinin başka bir yerde cenaze ayini yapılırken . . . . şükran duası yaptırmak için sık sık özel bir ayine para öderler.” |
• Hvaða fjögur skref geta hjálpað hjónum að greiða úr vandamálum? • Hangi dört adım eşlerin sorunları çözmesine yardım edebilir? |
Stundum þarf að gjalda greiða með greiða Bir hizmet, karşılığında bir hizmeti hak eder |
Meira en helmingur þeirra sem lagðist inn á sjúkrahús hafði enga sjúkratryggingu og margir þeirra gátu ekki eða vildu ekki greiða kostnaðinn. Hastaneye yatırılanların yarısından fazlası sigortasızdı ve bunlardan birçoğu ya kendi masraflarını karşılamaktan acizdiler ya da buna istekli değildiler. |
„Kirkjunni stafaði hætta af þessari hugmynd,“ segir í bókinni If God Spare My Life, „því að með því að gera lítið úr líknarstarfi, að því er virtist, var hætta á að fjaraði undan ábata af framlögum, aflátum og ánöfnun sem hinir trúuðu voru taldir á að gefa til að greiða fyrir för sinni til himna“. If God Spare My Life adlı kitap şöyle diyor: “Bu da Kilise için tehlike oluşturan bir kavramdı, çünkü hayırseverliğin öneminin açıkça azaltılması, imanlı kişilerin cennete gitme ümidiyle bıraktıkları kazanç sağlayan vasiyetlerin, bağışların ve endüljansların önünü kesebilirdi.” |
Í bókinni Lífskjör og lífshættir á Íslandi eftir Stefán Ólafsson kemur fram að einhleypir foreldrar kvarta mest allra þjóðfélagshópa undan því að hafa lent í erfiðleikum með að greiða hin venjulegu útgjöld fjölskyldunnar, til dæmis fyrir mat, ferðir og húsnæði. Bazı kadınlar, aniden kendilerini, devlet ya da diğer kurumlarca sağlanan sosyal yardım programlarına, yiyecek kuponlarına, barınak tedariğine ve çorba servislerine muhtaç durumda bulduklarını söylemiştir. |
Freistumst við til að beita ólöglegum aðferðum til að greiða lægri skatta? Vergi ödememek için yasal olmayan yollara başvurmaya eğilimli miyiz? |
Hvers vegna ættum við að greiða skatta jafnvel þótt féð sé notað til að fjármagna sumt sem við erum ósammála eða þótt yfirvöld ofsæki okkur? Vergi paraları, onaylamadığımız bir şeyi finanse etmek için kullanılsa veya otorite bize zulmetse bile, vergilerimizi neden ödemeliyiz? |
Gerðu mér greiða? Bana bir iyilik yapar mısın? |
İzlandaca öğrenelim
Artık greiða'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.