İzlandaca içindeki einangrun ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki einangrun kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte einangrun'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki einangrun kelimesi yalıtım, yalıtma, tecrit, izolasyon, ayırma anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

einangrun kelimesinin anlamı

yalıtım

(isolation)

yalıtma

(isolation)

tecrit

(isolation)

izolasyon

(isolation)

ayırma

(isolation)

Daha fazla örneğe bakın

„Sjálfsvíg er afleiðing þess að finnast sem maður sé að kikna undan yfirþyrmandi vandamáli, svo sem félagslegri einangrun, ástvinamissi (einkum maka), skilnaði foreldra í æsku, alvarlegum veikindum, elli, atvinnuleysi, fjárhagserfiðleikum og fíkniefnanotkun.“ — The American Medical Association Encyclopedia of Medicine.
“İntihar, kişinin, toplumdan soyutlanma, sevilen birinin (özellikle de eşin) ölümü, çocukluk döneminde parçalanmış bir yuva, ciddi bedensel hastalıklar, yaşlılık, işsizlik, parasal sorunlar ve uyuşturucu kullanımı gibi ezici sorunlara gösterdiği tepkiden kaynaklanır.”—The American Medical Association Encyclopedia of Medicine.
Harold King samdi lög og orti ljóð um minningarhátíðina meðan hann sat í einangrun.
Harold King hücre hapsindeyken Anma Yemeğiyle ilgili şiirler ve ilahiler yazdı
Hvernig notaði systir Pötzinger* tímann skynsamlega þegar hún var í einangrun?
Gertrud Pötzinger* hücre hapsindeyken zamanını nasıl akıllıca kullandı?
Já, náið samband við Jehóva veitti þessum tveim þjónum Guðs styrk til að þrauka í einangrun.
Evet, bu kardeşlerimiz tek başlarına kaldıklarında Yehova’yla yakın ilişkileri sayesinde dayanma gücü buldular (Mezm.
Reyndar myndi einangrun hindra kristinn mann í að rækja skyldur sínar að prédika og kenna „opinberlega og í heimahúsum.“ — Postulasagan 20:20; Matteus 5: 16; 1. Korintubréf 5: 9, 10.
Aslında, İsa’nın bir takipçisinin kendini başkalarından soyutlaması “açıkça ve evden eve” vaaz etme ve öğretme görevini yerine getirmesine engel olur.—Resullerin İşleri 20:21; Matta 5:16; I. Korintoslular 5:9, 10.
Algjöra einangrun og lokunarferli.
Tam karantina ve güvenlik protokolleri..!
Bróðir, sem var haldið í einangrun í mörg ár, sagði: „Mig langar til að hvetja trúsystkini mín til að sýna allri andlegri fæðu, sem við fáum, tilhlýðilega virðingu þar sem við vitum ekki hvernig hún á eftir að verða okkur til góðs.“
Evet şimdi, bilgimizi derinleştirmenin ve imanımızı güçlendirmenin zamanı. Hücre hapsine yıllarca dayanan bir birader şunları söyledi: “Herkese şunu söylemek istiyorum ki, size verilen ruhi gıdanın hepsine değer verin. Çünkü hangi bilginin ne zaman gerekli olacağını bilemezsiniz.”
Það gefur búinu jafngóða einangrun gegn hita og kulda eins og 40 cm þykkur tigulsteinsveggur.
Bu kabuk, 40 santimetre kalınlığında bir tuğla duvar kadar etkili şekilde yuvayı sıcağa ve soğuğa karşı yalıtır.
Slík einangrun leiðir oft til depurðar.
Böyle bir yalnızlık da depresyonla sonuçlanabilir.
Hvað um þær ráðleggingar að hafa sjúklinga í einangrun sem eru með holdsveiki eða aðra smitsjúkdóma?
Peki cüzama ya da başka bulaşıcı hastalıklara yakalanmış kişilerin karantinaya alınması hakkında ne denebilir?
Nú á tímum nota andstæðingar sannrar tilbeiðslu hótanir um einangrun á svipaðan máta til þess að hræða sannkristna menn.
Zamanımızda da hakiki tapınmanın düşmanları, İsa’nın takipçilerini hapsedip onlarda yalnız kalma korkusu yaratarak sadakatlerini bozmaya çalıştılar.
Hans tókst stundum að smygla til mín brauðbita meðan ég var í einangrun.
Hücre hapsinde bulunduğum sırada, Hans bazen bana gizlice bir parça ekmek vermeyi başarıyordu.
Hvað hjálpaði farandbóksölunum að halda gleðinni þrátt fyrir einangrun?
Kardeşlerden uzakta oturan kolportörler sevinçlerini nasıl koruyabildi?
Engan æsing eða þú ferð í einangrun
Bak, beni uğraştırma, yoksa seni tekli hücreye kapatırım
Samkvæmt Móselögunum átti fólk með vissa sjúkdóma að vera í einangrun.
Musa Kanununda belli hastalıklara yakalanan kişilerin karantinaya alınması emrediliyordu.
Það að sýrlenska liðið tók þátt sem og heimsókn sýrlenskra barna á atburðina í Mílanó var mikilvægt skref í átt að því að vinna bug á einangrun landsins frá hjálparstarfi.
Suriye takımının program katılımcıları arasında bulunması ve Suriyeli çocukların Milano'daki etkinlikleri ziyaret etmesi, ülkenin insanı açıdan yalnız bırakılmışlığını aşma yönünde önemli bir adım olarak öne çıktı.
Ūeir taka ķIma menn eins og ūig og Ioka í einangrun bara tiI gamans.
Senin gibi vahşi bir adamı sırf eğlence olsun diye hücreye atarlar.
(Matteus 15:1-20; Lúkas 6:1-11) Hið sama er að segja um einangrun essena frá umheiminum, trú þeirra á forlög og ódauðleika sálarinnar og um áherslu þeirra á ókvæni og dulspekilegar hugmyndir um þátttöku engla í tilbeiðslu þeirra.
(Matta 15:1-20; Luka 6:1-11) Aynı şeyler, Essenlilerin toplumdan kendilerini soyutlamaları, kadere ve canın ölümsüzlüğüne inanmaları, bekârlığı ve tapınmalarına meleklerin katıldığı gibi mistik fikirleri vurgulamaları konusunda da söylenebilir.
(2. Korintubréf 6: 17; 2. Tímóteusarbréf 3: 16, 17) Við erum ekki aðgreind með einangrun í klaustrum eins og munkar og nunnur Babýlonar hinnar miklu.
(II. Korintoslular 6:17; II. Timoteos 3:16, 17) Büyük Babil’in rahip ve rahibeleri gibi, manastırlara kapanarak bu dünyadan ayrılmıyoruz.
Glerull önnur en fyrir einangrun
Izolasyon amaçlı olmayan cam yünü
Nicholas var ekiđ á dauđadeildina í ríkisfangelsinu í Louisiana ūar sem hann verđur í einangrun í allt ađ 20 tíma á dag ūar til áfrũjunarmöguleikar hans verđa uppurnir.
Nicholas, sonrasında Louisiana Eyalet Hapishanesi'ndeki ölüm hücresine götürüldü. Temyiz süreci sona erene dek burada günde 20 saate kadar dış dünyadan soyutlanmış halde tutulacak.
Ūví var hann ekki í einangrun?
Neden koruyucu gözaltında değildi?
Dýr alin í einangrun eru ekki alltaf þau skapbestu.
Yalnız büyüyen hayvanlar genelde pek pratik olmaz.
Sjúklingur hefur sloppiđ úr einangrun og gengur laus í borginni.
Bir hasta tutulduğu tecrit odasından firar ederek kayıplara karıştı.
Hann var varinn af einangrun sinni, einn af eigin yfirburði tagi hans, í nánu sambandi við
O, yalnız kendi üstün bir tür ile yakın temas halinde, onun izolasyonu ile koruma altına alınmıştır

İzlandaca öğrenelim

Artık einangrun'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.