İzlandaca içindeki bera ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki bera kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bera'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki bera kelimesi taşımak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

bera kelimesinin anlamı

taşımak

verb

Er þessi stigi nógu sterkur til að bera þyngd mína?
Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar güçlü mü?

Daha fazla örneğe bakın

Þegar við gefum öðrum af sjálfum okkur erum við ekki aðeins að styrkja þá heldur njótum við sjálf gleði og ánægju sem hjálpar okkur að bera eigin byrðar. — Postulasagan 20:35.
Başkalarına kendimizden verdiğimizde, sadece onlara yardım etmiş olmayız, kendi yüklerimizi daha kolay taşınır kılan bir mutluluk ve doyum da tadarız.—Resullerin İşleri 20:35.
Lífsbreytni okkar öll — óháð því hvar við erum, óháð þvi hvað við gerum — ætti að bera þess merki að hugsanir okkar og hvatir samræmist vilja Guðs. — Orðskv.
Her nerede ve ne yapıyor olursak olalım, yaşamımızın her yönü, düşünce ve saiklerimizin Tanrı’nın bakış açısıyla uyumlu olduğuna tanıklık etmelidir.—Sül. Mes.
Á hvaða harmleikjum bera stefnumót töluverða ábyrgð?
Gençlerin randevulaşma göreneği büyük ölçüde hangi trajedilere yol açmaktadır?
Mér líst sífellt betur á ađ bera viđ geđveiki.
Bu akıl hastalığı bahanenle daha da rahat hissetmeye başlıyorum.
Og þeir sem fá þau sérréttindi að bera fram slíka bæn ættu að gæta þess að allir viðstaddir heyri mál þeirra, því að þeir eru ekki að biðja aðeins fyrir sína hönd heldur líka fyrir hönd alls safnaðarins.
Dua imtiyazı verilenler sadece kendileri için değil tüm cemaat için dua ettiklerinden, duanın tüm cemaat tarafından duyulmasına dikkat etmelidirler.
Hvernig bera orð Maríu vitni um ...
Meryem’in sözleri onun şu özelliklerini nasıl yansıtır?
Meðan jarðvistarþjónusta hans stóð sagði hann að smurðir fylgjendur hans myndu bera á því ábyrgð að útbýta þessari andlegu fæðu.
İsa, yerdeki hizmeti sırasında ardınca gelen meshedilmiş takipçilerinin, bu gıdayı dağıtma sorumluluğunu taşıyacaklarını önceden bildirmişti.
Ein leið til að bera okkur sjálf saman við fyrri kynslóðir, er með einum elsta þekkta mælikvarða mannsins — boðorðunum tíu.
Kendimizi değerlendirmenin ve bizden önceki kuşaklarla karşılaştırmanın bir yolu da insanlar tarafından bilinen en eski standartlardan biri olan On Emir’dir.
Ūú ūarft ađ bera ábyrgđ.
Sorumluluklarını yerine getirmen gerekiyor.
Ūú mátt bera ábyrgđ á ūessu.
Sorumluğu sana bırakmak zor değil.
18 Það er athyglisvert að bera saman viðbrögð Jehóva og Jónasar við þessum breyttu aðstæðum.
18 Durumun böyle değişmesi karşısında Yehova’nın gösterdiği tepkiyle, Yunus’unkini karşılaştırmak çok eğiticidir.
3 Guðsótti er tilfinning sem kristnir menn ættu að bera til skapara síns.
3 Tanrı korkusu, İsa’nın takipçilerinin Yaratıcılarına karşı hissetmeleri gereken bir duygudur.
Sá sem gerðist sekur um manndráp af slysni varð að yfirgefa heimili sitt og flýja í næstu griðaborg. Það kennir okkur að lífið sé heilagt og að við verðum að bera virðingu fyrir því.
Kasıtsız adam öldüren birinin evinden ayrılıp bir süreliğine sığınak şehre kaçmak zorunda olması, bizlere yaşamın kutsal olduğunu ve buna saygı göstermemiz gerektiğini öğretir.
Með því að senda son sinn í heiminn til að bera sannleikanum vitni og deyja fórnardauða opnaði Jehóva leiðina til að myndaður yrði sameinaður, kristinn söfnuður.
Yehova’nın, Oğlunu hakikate şahitlik etmesi ve kurban olarak ölmesi amacıyla yeryüzüne göndermesi, İsa’nın takipçilerinin birleşmiş cemaatinin oluşmasına yol açtı.
Fyrir tvö þúsund árum vildu menn gera Jesú Krist að konungi, kannski vegna þess að þeir áttuðu sig á því að hann var sendur af Guði og hafði til að bera þá mannkosti sem einkenna góðan stjórnanda.
Aslında iki bin yıl önce insanlar İsa Mesih’i kralları yapmak istemişti, çünkü onun Tanrı tarafından gönderildiğini ve en yetenekli yönetici olacağını anlamışlardı.
Neyddu barnið til dæmis ekki til að lesa upphátt það sem það hefur skrifað í bókina, hvorki á þeim blaðsíðum sem bera yfirskriftina „Hugleiðingar“ eða annars staðar þar sem barnið á að tjá sig skriflega.
Örneğin çocuğunuzu, kitapta kişisel fikirlerinin sorulduğu bölümlere ya da “Notlarım” kısmına yazdıklarını yüksek sesle okumaya zorlamayın.
(b) Hvert er ‚merkið,‘ hverjir hafa það núna og hvaða afleiðingar mun það hafa að bera merkið?
(b) “İşaret” nedir ve kimler buna sahiptir? İşareti korumanın sonucu ne olacak?
Hann hlýtur að hafa verið óstyrkur en lét á engu bera.
Gergin olmalıydı, ama hiç bocalamadı.
kjarkinn veit að bera vitni,
Bize cesaret ve güç ver,
(Lúkas 1: 74, NW) Önnur skyld sérréttindi eru þau að bera nafn Jehóva sem vottar hans.
(Luka 1:70) Bununla bağlantılı şekilde, Şahitleri olarak Yehova’nın ismini taşıma imtiyazı da var.
Hann bætti við: „Ógerlegt er að bera fullt traust til nokkurrar þessara frásagna.“
Bu kayıtlardan herhangi birine güvenmek olanaksızdır” diye yazmıştı.
En þegar Gyðingar sjá manninn segja þeir: „Í dag er hvíldardagur. Þú mátt ekki bera rekkjuna.“
Yahudiler ise, adamı görünce şöyle dediler: “Sebt günüdür, sana yatağını kaldırmak caiz değildir.”
Umsjónarmenn bera þunga ábyrgð og ættu að þjóna af kostgæfni.
Nazırlar ağır bir sorumluluk altında bulunarak gayretle hizmet etmelidirler.
(Matteus 10:30) Þessi hlýlegu orð bera með sér að Jehóva lætur sér innilega annt um hvern einstakan þjón sinn.
Bu teşvik edici sözler Yehova’nın, hizmetçilerinin her biriyle yakından ilgilendiğini gösterir.
□ Hvers vegna verður hver og einn að bera eigin byrði?
□ Neden herkes kendi yükünü taşımalı?

İzlandaca öğrenelim

Artık bera'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.